Yoklama alıyorum sessiz olun! Kaygı? Burada Hüzün? Burada Yalnızlık? Burada Mutluluk?... Mutluluk? E.K.O.G ile okuduğumuz 2017 yılının son kitabı, Hüseyin Cengiz’in kalem aldığı “Bir Cemal Süreya romanı olan Yalnızlığın Başkenti. Aslında romandan çok biyografiyi andıran bu kitap, şairin çocukluğundan ölümüne kadar olan yaşamına, en çok da aşklarına ve evliliklerine değinmiş. Açıkçası roman anlamında yorumlanacak pek fazla bir yönü yok. Yazarın kitaba olan kişisel katkısı, biyografinin uygun yerlerine Cemal Süreya ’dan…
“Geri dönmüş olmamızı tercih ederdim, Ben…” “Geri dönmeden önce,” diye cevabı yapıştırdı Ben Raddle, “gitmek gerekir…” Evvet sayın takipçilerim! Artık benim bir Kindle’m var. Anladığım kadarıyla 4. nesil olan ve bedavadan biraz daha ucuza sahip olduğum bu alete bayıldım; kesin karar verdim. Bundan sonra okumak istediğim kitabın varsa e-pub halini alacağım. Lütfen bana “kağıdın kokusu, hışırtısı” diye gelmeyin. Kâğıttan bir kitaba göre bir sürü fazlası var, eksiği yok. Ha sitem edecekseniz, binlerce kitaba zahmetsizce erişme imkânı …
—Beni tanıdın demek! —Tanımak mı? Evet, daha gelenin sen olabileceğini düşünmeden tanıdım. Yürüyüşünden. O kaygısızca salınarak yürüyüşünden; bir tek sen böyle yürürsün, sen yürürken dünyanın bütün yolları düzmüş veya önündeki görünmez bir varlık yolları senin için düzeltiyormuş gibi geliyor insana. Ve karda geldin… Yürüyerek, öyle mi? E.K.O.G .’ un Kasım ayı kitaplarından ikincisi de bitti. Yine Lou Andreas-Salomé’nin yazdığı Arayışlar. Diğer kitap Feniçka’dan okuması kesinlikle daha zor, anlaşılması bir o kadar güç. Çocukluğun…
Aşkı nasıl hayal ederdin? Ah, çok basit. Son derece sade ve sağlıklı. Sanırım hiç de şeytani ve romantik sayılamayacak şeylerle karşılaştırırdım aşkı. Her gün açlığımızı giderdiğimiz o kutsal, doyuran ekmekle; her gün evimizi açtığımız temiz havayla. Sonuç olarak her şeyi borçlu olduğumuz, ama haklarında pek öyle tumturaklı laflar etmediğimiz en önemli, en doğal, en güzel şeylerle… Edirne Kitap Okur Grubu olarak bu ay bir yerine kısa kısa iki kitap okumaya karar verdik. Bunlardan biri şu an elimde tuttuğum Lou Andreas-Salome ’nin y…
En değerli düşüncelerin, sırf bu amaçla saatlerce masa başında oturduktan sonra bulduklarımız değil de, hiç uğraşmadan, örneğin sokakta yürürken kendiliğinden doğan düşünceler olduğu bilinen bir gerçektir. Eşimle her yıl gitmeye gayret ettiğimiz İstanbul Tüyap Kitap Fuarı ritüellerimizden biri de sahafların salonuna mutlaka uğrayıp, asla bulamayacağımız bir kitabı sorarken rasgele görüp beğendiğimiz bir kitap alıp geri dönmektir. Geçen yıl Zecharia Sitchin’den Gökyüzüne Merdiven isimli kitabı ararken yerine Murathan Mungan’ın Yükse…
Sanırım o eski bol okumalı, bol yorumlu, bol edebiyat dolu günler geride kaldı. Yani tamamen kalmadıysa bile bir kat derine indi ve tekrar yüzeye çıkması için biraz beklemem gerekecek. Zira Ilgın Hanım’a kardeş geldi. Çok kısa bir süre sonra gerek fotoğraflarda gerekse site logosunda ve bilumum yerlerde Aral Efendi de yer alacak. Ancak bunun ne zaman olacağı konusunda net bir tarih yok. Bu nedenle bu süreçte daha hafif, kafa yormayan, nerede kalmıştım, ne olmuştu diye düşünmeyeceğim kitaplar okumaya gayret edeceğim. İlk olarak da Robin …
Bir Witcher’in hayatı kolay değildir. Yaptığı iş gereği boğazına kadar pisliğe batıp tüm şehri tehdit eden ölümcül canavarların peşine düşer, denizkızlarını ikna etmeye çalışır. Asıl meselenin ejderhayı öldürmek değil hazinesinin nasıl paylaşılacağı olan bir maceraya gönülsüzce katılmak, insanların mı yoksa kadim türlerin mi daha büyük canavarlar olduklarına karar vermek zorunda kalır. Sihirbazlar, prensler, canavarlar, derebeyleri, rahipler, ozanlar ve her türden canavar bu topraklarda yaşar, hayatta kalmak için savaşır, sever ve nefre…
Sosyal Medya