Sevgi'nin kocası, Ilgın ve Aral'ın
babası, yani olmak istediklerimin hepsiyim.
Ortaokul yıllarında kompozisyon
ödevlerini saymazsak, yazabildiğimi keşfetmem 2006 yılında aralarına katıldığım
resimliroman.net üyeleri sayesinde oldu. O tarihten bu yana, Vega nickiyle
işe yarar ya da çoğu zaman yaramaz onlarca inceleme, hikâye ve yorum
yazdım. Her geçen gün çizgi romandan uzaklaşsam da, çizgi romana ait bir yerde
Vega ismini görürseniz bilin ki o benim.
Kitap eleştirilerimde genelde esprili,
çoğu zaman sivri dilli bir üslup kullanıyorum. Garip bir huyum sayesinde çoğu
insanın fark etmediği, bakmak alına gelmediği şeyleri görüyor ve fark ediyorum.
Madalyonun Öteki Yüzünün anlamı bu. Bundan gurur duymuyorum. Ama utanmıyorum
da. Sadece, bir şeyleri anlatmak istediğim zaman kelimeler içimden böyle
dökülüyor. Bu huyum çoğu kez başıma kötü işler açsa da bazen iyi şeylere de
sebep olabiliyor. Mesela, bu kendini beğenmiş tarzım sayesinde, yorumlarından
birinde resmen alay ettiğim yazar Mehmet Mollaosmanoğlu benimle irtibata geçti
ve yorumumu dürüstçe ve yerinde bularak bana teşekkür etti. O gün bu gün
hayatımda tanıştığım en değerli insanların başında gelen bu güzel insanla
arkadaşlığımız sürmekte. Hatta beni bu bloğu açmaya, yorumlarımı belli bir
standarda ulaştırmaya çalışmaya da sevk eden kendisi. Ha bir de sürekli benim
roman yazmam için itekliyor. Hatta bana, benim kendime güvendiğimden fazla
güveniyor. Ancak, bunu bana gerçekten güvendiği için mi, yoksa yazarlık denen
şeyin ne menem bir şey olduğunu öğrenmem için mi yapıyor emin değilim. Hatta
bazen bana zorla bir kitap yazdırıp, yazdırmakla kalmayıp bunu bastırıp, sonra
da yapacağı yorumlarla Ata Mezarlığı'na yaptığım yorumun intikamını alacağından
korkuyorum. Umarım yapmaz…
Şimdiye kadar yazdığım hikayelerden
bazıları yayın hayatı kısa süren (tamam, çok ama çok kısa) Hipnoz isimli dergide
yayınlandı. Bir sürü öykü yarışmasına katıldım ama şimdiye kadar "Bugün
değil ama belki bir gün yazara benzer bir şey olabilir" ödülü dahil,
hiçbir ödül alamayınca "profesyonel öykü yarışması yarışmacılığı"
kariyerimi sonlandırdım. Bunun yerine Altın Madalyon E-Dergi'de birkaç bölüm
yayınlanan (sonradan o dergi de yayın hayatına uzun bir ara vermişti)
"Yanlış Adam" isimli hikayemi roman formatına sokmayı başardım. Eğer
ilgilenirseniz buradan inceleyebilirsiniz. Kolay olmadı ama sağolsunlar,
eleştirici sürecinde düşman olduğu kadar pek çok güzel dost da edinmişim;
yardımları sayesinde ortaya güzel bir kitap çıktı.
Ancak nedendir bilmem artık kitap
eleştirisi yazmak içimden gelmiyor. Bu nedenle eleştiri yazılarıma bir müddet
ara vereceğim. Yalnızca beni gerçekten etkileyen ya da kendinden nefret ettiren
ya da kitabın daha fazla kişiye ulaşmasına vesile olmak istediğim
arkadaşlarımın kitaplarından bahsedeceğim sitemde. Bir de ufak tefek kendimce
makaleler, denemeler yazmaya çalışacağım. İşim çok; 2018 yılı sonuna kadar,
yıllardır süren yüksek lisans tezimi bitirmeyi hedefliyorum. Yine bu yıl birkaç
güzel insanla birlikte çıkarmaya çalıştığımız bir kitap çalışmamız var. Ardından
ikinci kitabı yazma süreci başlayacak.
Ama bunların hepsi babalık görevlerimi
aksatmadan olacak. Kızımın ve oğlumun yanında olamadıktan sonra gelecek hiçbir
başarı hiçbir övgünün değeri yok.
Şimdilik bu kadar. Burası, bundan böyle
sadece dişe dokunur bir başarı elde ettikçe düzenlenecek. Ama bu başarının
göreceli bir kavram olduğunu ve benim kendim için başarı eşiğimin düşük
olduğunu baştan söyleyeyim. Sonradan "senin başarı dediğin bu mu?"
diye üstüme gelmeyin.
0 Yorumlar
Yorumlarınız bizim için önemli...