MARVEL COMİCS STUDYOLARI’NA MANHATTAN Sayın Marvel Comics yetkilileri; Sizlerinde bildiği üzere 1940 yılından beri D.C. Comics şirketinde maceraları yayınlanan, çekilen filmleri hâsılat rekorları kıran, oturuşuyla, kalkışıyla, maskesinin ardından bir bakışıyla dosta güven, düşmana korku salan biriyim. Çalışmış olduğum süre içerisinde şu anki firmam benden hiçbir imkânını esirgememiş, kostüm ve maceralarımda kullandığım harici ekipmanlarım için teknolojik ve parasal her türlü desteği sağlamıştır. Hatta bu kaynağı yasal…
Bazı insanlar vardır. Ne herkesin sevip saydığı biri olmayı, ne de yüzyıllar boyu herkes tarafından hatırlanmayı isterler. Bir köşede usulca, sessizce, kendi kendine sıradan bir hayat yaşamak, vakti saati gelip bu dünyadan göçtüklerinde de önce birkaç yıl sevdikleri tarafından hatırlanmak, sonrasında da unutulup gitmekten ibarettir tüm istedikleri. Ben de delikanlılık çağlarıma kadar bu grup insanların içine dâhildim. Hayatta tek gailem işime gidip gelmek, münasip bir kısmet bulunca da evlenip çoluk çocuğa karışıp ihtiyarlamak ve mümküns…
Sayın Hâkimim İsmim İlhami, soy ismim Tiryaki. Davacı Mahmut Yılmaz’ında yaşadığı Sığırcılı köyünün muhtarıyım. Zat-i âlinizin de bildiği üzere değerli kardeşimiz, köylümüz Mahmut aralarında benimde bulunduğum onbeş kişi hakkında, kendisine ayrımcılık yapıldığı, yaşama, çalışma ve dinlenme gibi yaşamsal haklarının kısıtlandığı, halka açık alanlara girişine izin verilmediği, köyümüzden sınır dışı etmeye çalışıp çeşitli kereler linç girişiminde bulunduğumuzu iddia edip, söz konusu eylemlerin evrensel insan hakları beyannamesine, Türk…
Bir vardı bir yoktu… Tanrının kulu çok, ama çoktu. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde develer tellal, pireler berber iken… Sen ise ninenin beşiğini tıngır mıngır umarsızca sallar iken, ben az gittim uz gittim. Dere tepe düz gittim. Yemyeşil ve hüzünlü çayır çimenleri geçerek, lale sümbül biçerek; buz gibi soğuk sular içerek, altı ayla bir güz gittim… Olmayan saçım, çıkmayan sakalımla adını kimsenin bilmediği ülkelerden az bilinen ülkelere doğru gezdim. Beni adamdan saymayıp alay eden onca yiğidin adını bile duyunca korkup ka…
Akranlarım arka sokaklarda misket oynarken silah tutuşturdular elime. Çek vur dediler babanın katilini. Nasıl yapardım? Nasıl kıyardım ümit dolu yıllarıma? Kolay olmadı ama yaptım. Çünkü Nevada’da töre her şeyden önce gelirdi. O ufacık, minicik, sevgi pıtırcığı ellerim oyundan alınıp silahla daha o zaman tanıştırıldı ve bir daha da ayrılmadı. İlkin içeri attılar kısa bir süre. Yaş haddinden serbest kalıp, koruyucu aileye verilmeden önceki birkaç ayı ıslahevinde geçirdim. Bazen geriye dönüp bakıyorum da çocukluğuma ait t…
1993 yılının Şubat ayında, soğuk bir Cumartesi günü 15 yaşında bir çocuğun titreyen ellerinde açtım dünyaya gözlerimi. Nedense ondan öncesini hatırlamıyorum. Belli belirsiz birkaç insan, karton kutular, makine gürültüleri, mürekkep kokuları var aklımda ama tam net bir şey yok... İlk başta çocuğun beni koynunda saklaması hoşuma gitmişti. Hatta bunu beni soğuktan korumak için yaptığını düşünüp mutlu bile olmuştum. Meğerse saklanıyormuşuz. Ama neden ki? Saklanmayı gerektirecek ne yapmıştık acaba? Evin içine girer girmez kimseye göstermeden y…
Nehrin kenarında durdum. Neyse ki etrafta kimsecikler yoktu. Bu güne kadar geçtiğim yollara şöyle bir bakıyorum da, benim etrafımda zaten hiçbir zaman kimsecikler olmadı ki. Aslında zaman zaman birileri oldu. Dolandırıcılardan kurtardığım kasaba sakinleri, Daltonların peşinden Kanada’dan tutun da Meksika’ya kadar yollamadık ülke bırakmayan senatörler, valiler, iki tane hırsızı zapt etmeyi beceremeyen yarım akıllı hapishane müdürleri… Gerçi hepsi işleri olana kadar. Bunca sene “Sana ihtiyacımız var Red” diyen adamların bir kere çıkıp da “Bi…
Sosyal Medya