Sanırım o eski bol okumalı, bol yorumlu, bol edebiyat dolu günler geride kaldı. Yani tamamen kalmadıysa bile bir kat derine indi ve tekrar yüzeye çıkması için biraz beklemem gerekecek. Zira Ilgın Hanım’a kardeş geldi. Çok kısa bir süre sonra gerek fotoğraflarda gerekse site logosunda ve bilumum yerlerde Aral Efendi de yer alacak. Ancak bunun ne zaman olacağı konusunda net bir tarih yok. Bu nedenle bu süreçte daha hafif, kafa yormayan, nerede kalmıştım, ne olmuştu diye düşünmeyeceğim kitaplar okumaya gayret edeceğim. İlk olarak da Robin …
Yaratan'ın iyiliğinin en büyük teminatı, bana kalırsa çiçeklerde bulunuyor. Diğer tüm şeyler, güçlerimiz, arzularımız, yiyeceğimiz, hepsi varlığımızı sürdürebilmemiz için gerekli olan şeyler. Fakat bu çiçek ekstra… Kokusu ve rengi hayatı renklendiren bir şey, koşul değil. Sen bunca zaman, onlarca polisiye oku, hatta edebiyat dünyasında muhabbetin olan üç beş kişiden biri iyi bir polisiye yazarı (bkz. Alper Kaya ) olsun ama hiç Sherlock Holmes okumuş olma. Olacak şey değil maalesef durum buydu. Özel bir nedeni olmamakla birlikte …
Belki de hayatın bizim için bu kadar değerli olmasının sebebi, her şeyin yapılmasının mümkün olmayışında gizliydi. Elveda Gülsarı, eşim sayesinde tanıştığım C engiz Aytmatov’ un okuduğum ilk kitabıydı. Bu kitaptan sonra yazarın tüm kitaplarını edinmeye karar vermiştim. Sanıyorum iki kitap haricinde tüm külliyat (hatta bu kitabın üç farklı yayınevinden üç değişik edisyonu) elimde mevcut. Ancak o zamanlarda henüz şimdiki gibi yorum yapma merakım olmadığı için bu kitap hakkında hiçbir fikir beyan edememiştim. İşte bu nedenle bir kere…
Şarkı, türkü girerse besteye, gördüğünüz pehlivanlar güreş yapacaklar desteye, Pehlivan, pehlivan! Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz pirler meydanına, Şeref verdiniz, tarihi Kırkpınar güreş sahasına, Hani Ali, hani Veli, hani Kurtdereli? Pirimiz, üstadımız Hazreti Hamza, Peygamberimiz Muhammed'ül Mustafa… Allah Allah, İllallah! Pehlivanlara hep beraber, Alkışlarla diyelim maşallah! Hazır böyle bir kitap bulmuşken, bu yıl 656. kez yapılacak olan Kırkpınar Güreşlerinin anısına okumak gerek diye düşündüm. K…
Deniz kabuklarını toplamaktan zevk almak, belki de bir milyoner olarak doğmaktan daha mutlu bir alın yazısıdır. E.K.O.G. ile katıldığım ilk takas etkinliği sona ermek üzereyken, masanın üzerinde kalanlar arasından son anda fark edip almıştım bu kitabı. Yazarın ilgi ile takip ettiğim Rizzoli And Isles serisinin bende eksik olan altıncı macerası. Malumunuz tema Amerikanvari polisiye olunca vahşice ve ustaca işlenmiş bir cinayet kaçınılmaz. Yine öyle; önümüzde kolu bir yerde, bacağı bir yerde, parçalanmış, işkence görmüş önce bir, son…
Bir Witcher’in hayatı kolay değildir. Yaptığı iş gereği boğazına kadar pisliğe batıp tüm şehri tehdit eden ölümcül canavarların peşine düşer, denizkızlarını ikna etmeye çalışır. Asıl meselenin ejderhayı öldürmek değil hazinesinin nasıl paylaşılacağı olan bir maceraya gönülsüzce katılmak, insanların mı yoksa kadim türlerin mi daha büyük canavarlar olduklarına karar vermek zorunda kalır. Sihirbazlar, prensler, canavarlar, derebeyleri, rahipler, ozanlar ve her türden canavar bu topraklarda yaşar, hayatta kalmak için savaşır, sever ve nefre…
Hayatı “başımıza gelen bir şey” gibi yaşıyorsak, ister dünyanın öbür ucuna gidelim, ister uzaya çıkıp gezegenimizin boşlukta bir elma gibi yuvarlanarak uzaklaştığını görelim; hiçbir deneyim derimize işlemeyecektir. Ama sınırların ötesini hayal edebiliyor ve hayal edebiliyor ve hala şaşırabiliyorsak; o zaman Üsküdar’dan Eminönü’ne geçmeyi bile başlı başına bir maceraya dönüştürebiliriz. Nerden bulduğumu, neden alıp da kitaplığıma koyduğumu bilmediğim bir kitap daha. Focus dergisi üşenmemiş “Yaşanması Gereken 100 Macera” yı derleyip kita…
Sosyal Medya