Rakija. Erik rakısı da derler. Bizim oralardan… Belki bir daha içme fırsatın olmaz, tatmadan gittim dünyadan demezsin! Sabahın altısında yorum yapmak da adet oldu. Gerçi keyfimden değil, Aral efendi yüzünden eleştirel yaşamım yeni bir boyut kazandı. Aslında pek şikâyetim yok, nicedir yapmak istediğim bir şeydi, hayata geçirmeye Aral vesile oldu. Bu kez yine memleketten, Edirne’den bir yazar var. (Aslen Adana’lı ama 17 seneden beri burada yaşıyor. Bu onu en az benim kadar Edirne’li yapar.) Edirne Kitap Okur Grubu’nda ayın kitabı sır…
Yaratılan bir bardak er geç kırılacaktır. Bu kez elimde kişisel olarak gıcık olduğum kişisel gelişim türüne ait bir kitap var. "Amerika'da ilk defa bir kitap bir yılda 5.7 milyon sattı" iddiası bir tarafa "Huzurlu olmak istiyorsanız UFAK ŞEYLERİ DERT ETMEYİN Hepsi de ufak şeylerdir." yazan, tam sayfa bir başlığı var. İçeriğe gelince, her biri birer ikişer sayfadan ibaret 100 madde de evrenin sırları, hayatın mucizeleri ayaklarımızın altına serilmiş ve her madde bir başlıkla taçlandırılmış. Ufak Şeyleri Dert …
Bir kadının bedeninden dünyaya gelirsin, doğduktan sonra sağ kalmayı başarırsan, yaşamını sürdürebilmen için annenin seni besleyip bakması gerekir ve doğduğun andan öldüğün ana kadar başından geçen her şey, içinde kabaran her duygu, her öfke patlaması, her ihtiras dalgası, her gözyaşı, her kahkaha, ömrün boyunca hissedeceğin her şey, ister mağara adamı ol, ister astronot, ister Gobi Çölünde, ister Kuzey Kutbu’nda yaşa, senden önce yaşamış herkesin hissettiği şeylerdir. Bu kez yorum yok. Aslında var ama burada yok. Bundan sonra…
Sanırım o eski bol okumalı, bol yorumlu, bol edebiyat dolu günler geride kaldı. Yani tamamen kalmadıysa bile bir kat derine indi ve tekrar yüzeye çıkması için biraz beklemem gerekecek. Zira Ilgın Hanım’a kardeş geldi. Çok kısa bir süre sonra gerek fotoğraflarda gerekse site logosunda ve bilumum yerlerde Aral Efendi de yer alacak. Ancak bunun ne zaman olacağı konusunda net bir tarih yok. Bu nedenle bu süreçte daha hafif, kafa yormayan, nerede kalmıştım, ne olmuştu diye düşünmeyeceğim kitaplar okumaya gayret edeceğim. İlk olarak da Robin …
Kitap okumak sadece gününüzü güzelleştirmekle kalmaz, zihne ve bedene de birçok faydası var! Kitap okumanın size yaşattığı zevk bir yana, yalnızca bu faydaları için dahi kitap okumayı bir alışkanlık haline getirebilirsiniz! İşte kitap okumanın zihne ve beyne sağladığı 14 fayda: Ø Okumak beyindeki mevcut nörol yolları harekete geçirir. Biz bunu kitap okurken beyninizde kıvılcımlar çaktığı şeklinde de ifade edebilir tabii. Ø Şiir okumak beynin aktivitesini arttırdığı gibi elastikliğini de artırır. Ø Sık sık k…
Yaratan'ın iyiliğinin en büyük teminatı, bana kalırsa çiçeklerde bulunuyor. Diğer tüm şeyler, güçlerimiz, arzularımız, yiyeceğimiz, hepsi varlığımızı sürdürebilmemiz için gerekli olan şeyler. Fakat bu çiçek ekstra… Kokusu ve rengi hayatı renklendiren bir şey, koşul değil. Sen bunca zaman, onlarca polisiye oku, hatta edebiyat dünyasında muhabbetin olan üç beş kişiden biri iyi bir polisiye yazarı (bkz. Alper Kaya ) olsun ama hiç Sherlock Holmes okumuş olma. Olacak şey değil maalesef durum buydu. Özel bir nedeni olmamakla birlikte …
Belki de hayatın bizim için bu kadar değerli olmasının sebebi, her şeyin yapılmasının mümkün olmayışında gizliydi. Elveda Gülsarı, eşim sayesinde tanıştığım C engiz Aytmatov’ un okuduğum ilk kitabıydı. Bu kitaptan sonra yazarın tüm kitaplarını edinmeye karar vermiştim. Sanıyorum iki kitap haricinde tüm külliyat (hatta bu kitabın üç farklı yayınevinden üç değişik edisyonu) elimde mevcut. Ancak o zamanlarda henüz şimdiki gibi yorum yapma merakım olmadığı için bu kitap hakkında hiçbir fikir beyan edememiştim. İşte bu nedenle bir kere…
Sosyal Medya