Bir zamanlar dünyamızda yaşamış olan üstün bir ırkın varlığını açıklayan son derece şaşırtıcı kanıtlar, artık gün ışığına çıkıyor. Yıldızlardan gelen yolcular yüz binlerce yıl önce dünyamıza gelmiş ve en sonunda dikkate değer bir türü ortaya çıkaracak genetik tohumu ekmişti… yani insan.
12. Gezegen, çoktan beri merak
ettiğim, gökten gelen tanrılar, düşen melekler ve dünya üzerinde aklımın
almadığı bazı şeyleri biraz daha anlaşılır kılmak üzere Mehmet Mollaosmanoğlu
tarafından tavsiye edildi. Yıllar önce okuduğum ve hayran kaldığım Tanrıların
Arabaları kitabının ardından ufkum iyice açıldı.
Gezenler bilir, eski Roma ve daha
öncesine ait kentler birçok açıdan günümüz kentleri ile aynı medeniyet
seviyesinde. Hatta imar açısından çok daha iyi durumda olduğu bile
söylenebilir. Hep böylesi bir uygarlığa nasıl ulaşıldığını, sonra ne olup da
yok olduklarını merak ederdim. Sadece bu kadar da değil; tuhaf bir adamım,
bilim kurguya aşinayım, çizgi romana hayranım. Mesela bugün duvarlara yapışan
bir adam görsem hiç yadırgamam, ne bileyim biri ışınlanmayı bulduk dese, ilk
tepkim “ehh, artık zamanı gelmişti” olur. Hani Mars'ta su bulundu ya, tertemiz
bir abdest alıp, iki rekât namaz kılamayacak olduktan sonra neye yarar,
umurumda değil. Ama tarlada saçma sapan duran buğdayı, kurutup, öğütüp un
yapmak, undan hamur, hamuru mayalayıp ekmek yapmak kimin, nereden aklına gelir
deli gibi merak ediyorum. Aynı şekilde, affedersiniz tavuğun makatından çıkan
yumurtayı “ben bunu suda kaynatsam ne güzel olur” diyen ilk adamın kim olduğunu
da... (Bu noktada araya girip kabak, enginar, pırasa gibi sebzelerin evrimin
bir yerinde unutulduklarını, aslında yenmeleri için bir işlemin daha
gerektiğini, ancak henüz keşfedemediğimiz için bu halleri ile yemeye
çalıştığımızı düşünüyorum) Neyse, işte başta benim bu saçma sorularım olmak
üzere, daha pek çok mantıklı bilinmeyene sayısız cevap bu kitapta.
Şaka bir tarafa temel olarak
bakıldığında, kitap dünyamızın çok ama çok uzun zaman önce Nefilimler adı
verilen bir ırk tarafından sömürge gezegen olarak seçildiğini, uzun süre
dünyamızda faaliyet gösterdikten sonra, ağır işlerde kullanmak üzere insan
ırkını yarattığını ve sonra çeşitli nedenlerle Tanrı Enlil'in bizden kurtulmak isterken kardeşi Enki'nin bizi nasıl savunduğunu anlatıyor. Yazılı tarihin Sümerliler ile ortaya çıkmasından öte,
dünya üzerinde ilk yaratılan insanların (homo sapiens) bizzat Sümerliler
olduğunu öne sürüyor. Bunu ispatlamak için tabletler (ipad değil, kil tablet),
kazılar, Eski Ahit, Tevrat ve İncil gibi kitaplardan yararlanıyor. Ayrıca tanrı, adak, ibadet gibi kavramların ne şekilde ortaya çıktığı, insana tarımı, hayvan evcilleştirmeyi kim, nasıl öğretti bunlardan da bahsediliyor.
Görüldüğü üzere ilk önce Yahudi ve
Hıristiyanlığın dini kitaplarını gerçek olarak kabul etmek gerekli gibi
görünüyor. Ancak yazar bunları öyle bir potada eritiyor ki, sık sık şu soru
aklınıza geliyor; “Bu kitaplar Nefilimler tarafından mı yazdırıldı, yoksa
gerçekten Yaradan'ın ayetleri mi, yoksa eski bilgilere ulaşmayı başaran ve
peygamber olduğunu iddia eden birilerinin derlemesi mi?” Kesin cevabın ucu
şimdilik açık. Bu arada kitap boyunca tanrı ile kastedilenin uzaylılar olduğunu
ve bizim anladığımız anlamda bir yaratıcının şimdilik konu dışında bırakıldığını
da not düşelim. Diğer bir deyişle “bizi
uzaylılar yarattıysa, peki o zaman uzaylıları kim yarattı” goygoyu için henüz
erken.
Başlarken ağır bir dünya tarihi
anlatısının ardından roket insanlardan bahsetmesi ile kitap gerçekten
ilginçleşiyor. İddialar ve kanıtlar gerçekten şaşırtıcı. Örneğin daha M.Ö
350'ler de Sümerlerin asfalt kullandığını öğreniyoruz. Şimdi ben 2015 yılında
Babaeski’nin Övenler Köyü ile Uzunköprü'nün Turnacı Köyü arasında asfalt yol
olmadığını bilirken buna nasıl inanayım. Gerçekten zor. Çivi yazılarına yüklenen anlamlar, tabletlere kazınan resimlerin açıklamaları ve tüm bunların bir yandan da modern bilimlerle desteklenmesi gerçekten çok büyüleyici.
Gösterilen kanıtlar
gerçekten şaşırtıcı. Bahsedilen konular bir kaç kişi tarafından daha
ispatlandığı, tekrarlandığı takdirde yaşadığımız dünya üzerindeki her şeyin
değişmesini gerekecek bilgiler var. Nuh tufanına kadar, dünya üzerinde
Nefilimler tarafından roket fırlatma rampaları, telsiz ve radar istasyonları,
genetik laboratuarları olduğuna dair tabletler, çivi yazıları mevcut. Benim en
çok dikkatimi çeken tüm bunlardan bahsedilirken elektrik ile ilgili bir detay
verilmemesi idi. Belki sonraki kitaplarda bahsedilecektir.
Şunu da belirtmeliyim ki, bu
kitabı okuyunca semavi dinlerdeki yaratılış hikâyesini kökten
reddedebileceğiniz gibi, kendi inanç pencerenizden bakarak “bunların hepsi
zaten Kuran'da yazıyor” diyenlere de rastlamanız olası. Zira dünyaya inan bu ırkı Nefilimler olarak kabul etmenin yanı sıra, Kuran penceresinden bakarak bu tanrıları yoldan çıkan kavimlere iyiyi doğruyu gösteren, ekin ekmeyi, demir dövmeyi öğreten ve sayıları 124.000 olan peygamberlerle de eşleştirebiliriz. Görünen o ki daha bir kaç yüzyıl boyunca bu kitapta anlatılanlara tamamen objektif bakabilmenin mümkünü yok.
Sen nasıl hayvanların korunması için şefkat ve sevgiye ihtiyaçları olduğunu düşünüyorsan, insan denen varlığa da benzer şefkati duyan daha üst varlıklar var. Nasıl bir köpek, hayvanları koruma derneğinden habersizse sen de insanları koruma derneğinden habersizsin; al sana işte küçücük bir zihin oyunu. (Ataerkil - Mehmet Mollaosmanoğlu)
Kendi açımdan, merak ettiğim Mısır
tanrıları, Yunan tanrıları ve İskandinav tanrıları üzerine pek çok şey
mantığımın sınırlarına oturdu. Kuran okurken kafama takılan Hz. Lût'un misafirleri
ile ilgili bir konuya çok güzel bir cevap verdi. En güzeli -daha birincisini
yazamamış bile olsam da- ikinci kitabım için bana bir fikir verdi. Ve elbette
ki Mehmet Mollaosmanoğlu'nun kitaplarının pek çoğunu çok daha kolay anlaşılır
hale getirdi. Ayrıca Sümerce şamaim (gökler), şamaş (yüksekte olanlar) gibi
kelimelerin bir sonraki ilgi alanım olan Orta Asya Türkleri ve Şamanizm ile
bağlantılı olabileceği hususu dikkatimi çekti.
Ruh ve Madde Yayınlarından çıkan
kitap, şu an piyasada yok. Uzun aramalar sonucu ikinci el olarak buldum.
Serinin ikinci kitabı “Göklere Merdiven”i bulmak için şimdiden aramalara
başladım ama ses yok. Rastlayan olursa sevinirim. Bu arada yazmasam
objektifliğime gölge düşer. Kitabı ararken bana şu siteyi de tavsiye ettiler.
Sitchin'in iddiaları kadar, hataları olduğunu da iddia edenler var. Kime
inanacağınız size kalmış. Kapak sade ve gösterişsiz. Kapaktaki resmin yorumu
içeride mevcut. Resim demişken, bulduğum kitap korsan olabilir mi bilmiyorum
ama iç sayfalardaki resimlerin baskısı çok kötü. Çoğu detay anlaşılmıyor. Bir
de kitabın sonuna Zecharia Sitchin'in herhangi bir kitabının reklamı yerine
hemen bir sonraki kitabın tanıtımı yapılsa daha iyi olabilirdi.
Kitabının özeti,
kitabı nasıl, iyi midir, okumalı mıyım, tavsiye, öneri, indir, konusu ne, kim
yazmış çok satanlar mutlaka oku kim yazdı kitap roman, kitabının konusu,
uzaylılar, sümerler, tanrılar, 12. Gezegen, anunaki, piramitler, insanı kim
yarattı, zecharia sitchin, pdf oku, pdf indir
3 Yorumlar
Bu kitaba hemen ulaşmak istiyorum.
YanıtlaSilYeni baskısı yok. Eskicileri talan etmek zorundasınız. İşin Kötüsü, serinin bir sonraki kitabı Gökyüzüne Merdiven, eskicilerde bile yok.
YanıtlaSilScripd den buldum. Umarım basılı yayın olarakda el altında tutabilirim.
YanıtlaSilYorumlarınız bizim için önemli...