Melis Ben. Gerçek ismim değil tabii. Özgür ismim o benim. İçimdeki her isteği sonuna kadar bağırdığım ismim. Ama bu kitapta ismim dışında her şey gerçek.
Kitabın konusu, türü ve doğası gereği, yaptığım alıntılar ya da kendi yorumlarımda kullandığım kelime ve tabirler rahatsız edici olabilir. Bilginize…
Seksi Numara adının da vaat
ettiği gibi müstehcen, kitap sitelerinin kategori algoritmasına göre erotik,
bana sorarsanız düpedüz pornografik bir roman. Benzer başka bir roman
okumadığım için porno dozu diğerlerine oranla ne seviyede bilmiyorum. Anladığım
kadarıyla, sadece internet yorumları ile haklarında fikir sahibi olduğum, Pucca
ya da Melisa P. kitapları gibi genç ve yalnız bir kadının başından
-yatağından- geçenleri anlatan bir kitap. Tek fark, Melis'in yatağından sadece
bir erkek geçiyor.
Melis Ben, her ne kadar ismim dışında her şey gerçek dese de, ben bunun
kitabı pazarlamak için yazılan bir reklâm metni olduğunu düşünüyor ve oldukça
akıllıca buluyorum. Yalan yok, bu kitapta anlatılanların gerçek bir kadının
gerçekten yaşamış olabileceği hissiyatı son derece tahrik edici.
Başlarken benzer kitap okumadım dedim ya, evet okumadım ama laboratuarda
deney tüplerinin içinde de büyümedim. Ergenliğimizde -ki videonun karaborsa,
vcd'nin ise icat edilmediği yıllara rastlar- Penthouse, Kral, Hustler gibi
dergilere göz atmamış değilim. Bilenler bilir, bu dergilerin forum köşeleri olurdu.
Kimbilir hangi abuk sabuk insanlar, masa başında oturur, sırf dergide boş kalan
yerler dolsun diye, sanki dünyanın en şanslı insanlarıymışlar da, en olmadık
ihtimaller onların başına gelmiş gibi ilginç hikâyeler yazarlar, biz de bunları
gerçek sanıp, elimiz ayağımız titreyerek okurduk. Durumu en güzel özetleyen bir
karikatür için buyurun. Yemin ediyorum o zaman ki libidomuzu, jeneratöre
bağlamanın bir imkânı olabilseydi, kesinlikle orta ölçekli bir Afrika ülkesinin
bir kan aylık elektrik ihtiyacını karşılayabilirdik. Ama imkân verilmedi işte.
İşe bak, porno bir roman okurken, lise anılarımı hatırlayıp
hüzünlendim, iyi mi?
Mutsuz ve cinsel yönden yetersiz bir evliliğin ardından yalnız yaşamaya
başlayan Melis, kasıklarında yanan ateş ile kavrulup gitmektedir. Ancak etrafındaki
erkeklerin hiçbirini hayatının itfaiyecisi olmaya layık bulmadığı için sorunlarını
geçici olarak manuel yöntemlerle çözmeye gayret etmektedir. Bir gün aklına
kendine bir hat çıkarıp, rasgele insanlarla sanal seks yapma fikri gelir. Gelgelelim
ilk talihli Erhan, ona aradığı her şeyi fazlasıyla, hem de sadece telefonda
sunmuştur. Varın bir de gerçekten karşılaştıklarında neler olacağını düşünün.
Düşündünüz mü? Eh artık kitabın sonunda ne olacağını yüzde seksen
biliyorsunuz, isterseniz okumayı bırakabilirsiniz. Kitabın sonrası büyük oranda tahmin ettiğiniz gibi ilerliyor,
gidin bir duş alın. Artık, asansörde, hamburgerci de, ev de, merdivenler de,
elbette araba da, (her nasılsa mutfak tezgahı ve piyano es geçilmiş)
karşılaştıkları herhangi bir yerde. Aralarında muhteşem bir ten uyumu var. Tek sorun,
tek başına on İtalyan aygırının kudretine sahip Erhan'ın aynı zamanda su
katılmadık bir öküz olması. Ama ne gam. Adamın tek gecede altı seferi var, o
kadarcık öküzlük hakkı değil mi? (Bu arada yazar farkında olmadan Grup
Vitamin'in on yıllar önceki bir teorisini doğruluyor. Lütfen bakınız ilk
albümden Fatoş isimli şarkı, son mısra; Kızlar öküzü sever.)
Kitabın asıl sorunu şu ki; kadının kendine layık gördüğü isim her ne
kadar Melis ise de, ruhu tam anlamıyla bir Kezban. O medeni, rahat, kendine
güveni tam, erkek egemen ahlak anlayışına meydan okuyan tavırları hep maske. İş
Erhan'ın maço tavırlarına gelince hep kendine bir mazeret uyduruyor, bildiğin
hoşlanıyor, yok dur hoşlanmıyor, kendi de itiraf ettiği gibi resmen ıslanıyor. Sadece,
"Bedenime sahip olabilirsin ama ruhuma asla" klişesiyle kendini
kandırıyor. Ve de bir çok kadın gibi karşısındaki, sevdiği, seviştiği gerçek insanı
değil, kendi hayalinde yarattığı, onun suretini seviyor. Yok ben bunu eğitirim
de, öküz ama benim elimde minnoş kedi olur da, istediğim kıvama elbet getiririm
de. Bok getirirsin afedersin. Kaç yaşında adam, olsaydı bu zamana kadar olurdu.
Eyy kadınlar, karşınızdaki adamın hal ve tavırlarının tek nedeninin, bugüne kadar
sizinle karşılaşmadığından kaynaklandığı sanrısından vazgeçin. Alacağınız mal bu. Bilip de
alın, sonradan hayal kırıklığı yaşamayın.
Porno sahnelerin anlatımı gayet başarılı olsa da genel açıdan anlatımı
beğenmedim, eksik buldum. Yazarın yaşını bilmiyorum ama 20'li yaşların
ortalarında olması gerek diye düşünüyorum. Yoksa "Manyak gibi tatlı bir
hatunum, Ama ele gelirim, bence çok acayip ele gelirim" gibi cümlelerin
yanı sıra "Ay ama bu çok tatlı ya, Ben yerim ki bunu yerim yerim, Of ama
ya" gibi ponçik tabilerin başka açıklaması yok. Buyurun bir örnek; "Gözüm o kadar dönmüştü ki, kapıyı bakmadan açtım. Geleni tanımıyordum.
Ama o beni tanıyordu. Bana gülümseyişinden beni tanıdığını anlıyordum. Esmer kalın
bir şeydi. Filinta değildi ama erkek erkek duruyordu. Fazla erkekti. Hatta ben
erkeğim diye bağırıyordu. Bunu yapan, sanırım gözleriydi. Yok, yakışıklıydı
galiba. Gözlerine bakmaktan anlayamıyordum ki. Bunun bakışları benimle kapının
önünde sevişiyordu."
Ancak küçük bir ayrıntı, yazarın gerçek yaşının yanı sıra, diş sağlığına
gösterdiği özen konusunda da bize bir fikir veriyor. Melis Erhan öküzünden bahsettiği
bir yerde "Bir kere o diş macununun tüpü ortasından sıkılıyorsa al başına
belayı." diyor. Oldu mu be Melis'ciğim? Ortasından sıkılıyor diye eski
formuna dönmeyen, dipte kalan kısmını kurutan diş macunu tüpü mü kaldı? Ben 38
yaşındayım hayal meyal hatırlıyorum o teneke tüpleri. Sen de ya hala 90'lı yıllardan
kalma bir diş macunu stoğu var ya da macun tüplerinin geldiği aşamayı fark etmeyecek
kadar uzun bir süredir diş fırçalamıyorsun. Lütfen diş macunu stokladığını söyle.
Her ateşli sevişme sahnesinin ardından, felsefi, kadına ve kadının
toplumdaki yerine dair kısa aralıklar verilmiş, iyi olmuş. Biz de o arada gidip
elimize yüzümüze bir su vurup kendimize geliyoruz. Lakin bu felsefi tartışmalarda
Melis'in kendi tarzıyla; "Yatak üç günlük. Kişilik ömürlük. Erkek de kadın da bunu iyice
bilmeli. O çok önem verdiğin çükün bir gün kalkmayacak. O bomba göğüslerin bir
gün altına koyduğunda beş tükenmez kalemi birden tutacak, düşürmeyecek. Sarkacaksınız.
Buruşacaksınız. Bozulacaksınız. Birlikteliğinizin tek nedeni seksse de
sıçacaksınız. Çünkü çük-am fingirdeşmesinden sonra yaşanacak çok uzun yıllar
olacak önünüzde ve siz sevmediğiniz, saygı duymadığınız bir kişilikle o yılları
beraber geçirmek zorunda kalacaksınız."
Ha unutmadan, uygunsuz (gerçi kime göre, neye göre) kelime kullanımın geldiği nokta da bu; " Niye sikiyorum ki ben? Amsam ya? Iyy
çok çirkin. Amdığımın terlikleri. Amarım. Amdır git. Amılmış herif. Amcık. Ama o
zaten var. Sikcik var mı peki? Sikini amayım. Aha bak bu güzelmiş. Birisi bana
amını sikerim dese, esas ben senin sikini amarım desem ne yapar acaba? "
Sonuçta tahrik etmiyor mu, evet ediyor. Eğer amaçlanan buysa oldukça
başarılı. Liseli gençlerin fantezi dağarcığına onlarca malzeme vereceği kesin. Sadece
böyle bir kitap yazmanın, basmanın amacına kafam basmıyor. Belki de Seksi
Numara, benim için yanlış bir kitap değil de, ben Seksi Numara için yanlış
bir okurumdur, bilmiyorum.
Denizaltı Yayınlarından çıkan kitap ilk olarak Wattpad'de yayınlanmış. Yeterince
ilgi çekmiş olacak ki basılmış. Ancak basılırken wattpad'den olduğu gibi
kopyalanıp baskıya verilmiş. Anlaşılan o ki editör arkadaşın elleri, bu kitapla
ilgilendiği esnada başka şeyle meşgulmüş. Zira editör dokunuşu falan hak
getire. Birbirinden ayrılması unutulmuş kelimeler, noktalama işaretlerinden
sonra verilmeyen boşluklar, ayrı yazılmayan soru ekleri ve daha niceleri. Hatta
aynı sayfada yazı karakterleri birbirinden farklı olan paragraflar bile var;
korkunç.
Seksi Numara, şömizli kapakla satışa sunulmuş. Üst kapakta sadece
yazarın ismi var. Çeşitli ortamlarda daha rahat raflara konulabilmesi için
bence mantıklı düşünülmüş. Alt kapakta ise telefon kordonuna dolanmış bir hatun
var. (al bak bu da 90'lardan. Kordonlu telefon mu kaldı yahu?) Ancak Melis, kapağı yapan arkadaşın da aklını başından almış olmalı; nasıl bir fotoshop
yaptıysa kadının göğsünün olması gereken yerden omuzu çıkıyor. Sağ omuzu
dikkatli bakın. Tövbe bismillah, tuvalette ekmek mi yemiş, annesinin bedduasını
mı almış, böyle bir garip olmuş kadın. Uzuvları yerine getirecek doğru açıdan bakacağım
diye benim şeklim bozuldu.
Neyse, uzattığımın farkındayım ama inanın kitabı okurken aldığım
notların birçoğunu yazıma almadım. Bu yorumun ardından hala kitabı okumak
isteyenlere son bir uyarında bulunup kaçıyorum; Eğer alacaksanız ikinci el
değil, yeni bir kitap alın, sayfalar yapışabilir. Sonradan travma yaşamayın.
Orijinal Adı: Seksi Numara
Yayın tarihi: Ocak 2017 (1. Baskı)
Yazar: Melis Ben
Ebat: 13,5 x 21 cm
Sayfa: 272
ISBN: 9786056711336
Goodreads Puanı: 3.50
0 Yorumlar
Yorumlarınız bizim için önemli...