Kendi arzu ve irademle aldığım kitapları okumayı, yorumlamayı özledim.
Sanki bu iş giderek "iş" halini almaya başladı. Tez elden bu işe bir
çözüm bulmam gerek. Bu sefer ki kitap bana komşun oğlu Arda'nın hediyesi. Benim
ona aldığım kitaplara karşılık olarak o da bana bir kitap hediye etmek istemiş,
sağ olsun. Kapağında neşterli, bol kanlı bir resim görünce de bunu seçmiş.
Elimizdeki kitap Casey Hill (daha doğrusu kendilerine bu takma adı veren karı koca Melissa ve Kevin Hill) tarafından yazılmış "Bir Reilly Stell
Macerası" imiş. "Kim ulan bu Reilly Stell" dediğiniz duyar
gibiyim. Zira bu ibareyi görünce benim de ilk tepkim bu oldum. Aradım, taradım,
mamafih bulamadım. Her ne kadar Goodreads'te CSI Reilly Stell başlığı altında
altı (hatta ne anlama geliyorsa bir de CSI Reilly Stell #0.5 olarak
numaralandırılmış bir macera daha var) macerası varsa da Türkiye de ne yazarın
ne de Reilly Stell'in yayınlanmış başka bir kitabı yok.
Adli bilim uzmanı -sanırım bizde ki olay yeri inceleme gibi bir şey-
Reilly Stell (bu arada, sarışın ve çok güzel olduğunu söylememe gerek yok
sanırım) Amerika'da sürdürdüğü muhteşem kariyerine, aldığı davet üzerine baba
ocağı İrlanda'da devam etme kararı almıştır. Burada İrlanda Polis Teşkilatı
Adli Bilim Ünitesi'nin başına geçerek yeniden yapılanmasını ve tabiri caizse bu
üniteyi muasır medeniyetler seviyesine gelmesini sağlayacaktır. Takdir
edersiniz ki bu çok bilmiş, kendinden emin ve kariyeri ayın on dördü gibi parıl
parıl olan bu geç bayanın getirmek istediği yenilikler, gelenekçi ve kalın
kalın kafalı İrlandalı polisler tarafından pek hoş karşılanmayacaktır. Ancak
aynı kişi tarafından, birbirini ardında işlenen korkunç cinayetler en dar
görüşlü polisleri bile Reilly Stell'in fikirlerine saygı duymak zorunda
bırakır.
Daha ilk bölümlerde, Reilly Stell, ekibine farkını ortaya koymaya
çalışırken, farkında olmadan benzer roman ve dizi karakterlerinden farkı
olmadığını kanıtlıyor. (ne dedim ben şimdi?) Rizzoli and Isles, Forever veya
The Closer'deki dedektiflerden aşina olduğumuz, hiç olmayacak yerden kanıt
tespit edebilen dedektif tiplemesi ile klişe bir giriş yapıyor. Yok efendim
neymiş, hamburgerdeki ısırık izine bakarak katilin ince suratlı olduğunu,
soldan dördüncü dişinde dolgu olduğunu, yirmilik dışının geç çıktığını
söyleyebilirmiş. Salla bakalım Reilly Stell, nasıl olsa o hamburgeri biz
görmüyoruz, görsek de benzer bir fikrimiz olmayacak.
Yine de genel olarak akıcı, sürükleyici sayılabilir. Bir polisiye de
olması gereken neredeyse her şeye; "akıllı sarışın, yakışıklı ortak (hem de adı
Chris), kan, cinayet, gözyaşı, aile bağları, memleket hasreti" sahip. Ama
sanki bir şeyler eksik işte. Hani şu televizyonda kanal değiştirirken denk
geldiğiniz ikinci sınıf Amerikan filmleri gibi. Oturur seyredersin, ilk
reklamda başka kanala geçer oradaki filme takılırsın; sonra dakikalar sonra
aklına gelirse döner devam eder, gelmezse de kaçırdığına üzülmezsin ya, onun
gibi.
Tüm bunların yanı sıra özellikle itici ya da sıkıcı diyebileceğim bir
yönü daha var. Mesela işlenen cinayetle ilgili bir ipucu yakaladıklarında,
karakterler bunu hemen okuyucu ile paylaşmak yerine lafı dolandırıp duruyorlar.
Aşağıdaki diyalogları kendim yazdım ancak kitaptaki durum da buna çok benzer;
— Sen neden
bahsediyorsun?
— Şuraya
bakarsan ne demek istediğimi anlarsın.
— Aman Tanrım!
— Bunu hemen
Jonathan'a söylemeliyiz.
— Ne tepki
verecek dersin?
— çılgına
döneceğine iddiaya girerim.
— Evet ama
söylemekten başka çaremiz yok.
— Hadi acele
edelim, fazla zamanımız kalmamış olabilir.
Ardından da bir iki sayfa daha Jonathan'a giden yolda, hava, trafik
durumu ile yol kenarında ki flamingolar. (Kitapta flamingo yok gerçi, ben
uydurdum) Gerilimi yükseltmek adına yapılsa da sık sık tekrarlanınca heyecanını
kaçıran bir anlatım olmuş.
Panama Yayıncılık'tan çıkan kitabın baskısı çok güzel. Kapak görselini
klasik buldum. Ancak künyede dikkatimi çeken bir şey var. Ülkemizde basılan
kitaplarda pek alışık olmadığımız, çoğu zaman yapılmadığına şaştığımız
"son okuma" yapılmış bu kitapta. Dahası son okumayı yapan
resimliroman.net zamanlarından tanıştığım, benim ilk nesil yazılarım hakkında
fikir beyan eden, değerli ağabeyim Oğuz Özteker. Kaç yıldır irtibatımız kopsa
da(en son neokur.com da rastlamıştım kendisine) yine bir şekilde karşılaştık
işte. Gözüne sağlık, basılmadan önce birinin okuduğu belli, bence kelime ya da
yazım hatası yok. Umarım daha çok yayınevi bu son okuma işini ciddiye alır ve
okuruna değer verdiğini gösterir.
Neticeten bir başyapıt değil belki ama kendini okutturan bir kitap. Yazıma son vermeden önce şunu da belirtmek isterim ki, sevgili Casey Hill, Chris'in yardım çağrısına kasaba polisinden önce, taa ebesinin örekesinde bulunan Kennedy'nin gelmesi gözümden kaçmadı, haberin olsun.
Orijinal Adı: Taboo
Yayın tarihi: Şubat 2015 (1. Baskı)
Yazar: Casey Hill
İngilizce'den Çeviri: Merve Cam
Ebat: 13.5 x 21 cm
Sayfa: 416
ISBN: 9786055143824
Goodreads Puanı: 3.82
1 Yorumlar
Sizin yorumunuz gulmekten kirdi gecirdi😂bide kitabi indirebilseydik de bizde su hamburgerin diş izlerini nasil tespit ettigini oğrenseydik
YanıtlaSilYorumlarınız bizim için önemli...