Mehmet Mollaosmanoğlu’nun son kitabı Şili’de Alaturka en nihayetince çıktı; karantina günleri bahane oldu, bir çırpıda bitti. Açık konuşayım, eğer ilk elli sayfaya katlanabilirseniz iç içe geçmiş sarmal labirentlerle örülü harika bir macera sizi bekliyor. Yazarın diğer kitaplarına nazaran mistik öğelerin neredeyse hiç kullanılmadığı bu kitabın ilk elli sayfasında her yerden bir şey fışkırıyor. Sayfalar kelime oyunları, karakter tahlilleri, tasvirler, betimlemeler başta olmak üzere edebiyat dünyasına ait her bir terimden örnekler, birb…
Mehmet Mollaosmanoğlu’nun yeni ki̇tabı “Kaderler Tableti̇‘ “Atakurt” alt başlığı ile raflarda… Aslında bu roman yazarın 2010 yılında başka bir yayınevinden çıkmış olan kitabının yenilenmiş hali. Yazarın eski kitaplarını sürekli yeniden elden geçirmek gibi bir alışkanlığı var. Ben çoğu öykümü yeniden okumaya bile katlanamıyorken yazar bunu nasıl yapabiliyor anlamış değilim. Kitap üç kitaplık bir serinin son kitabı. Diğer ilk iki kitap olan Ataerkil ve Ata Mezarlığı’nın ardından serinin son kitabı olma özelliğini taşıyan bu kitabın isminin d…
Bir erkeğin kaynanasını sevmeme nedenleriyle bir kadının kaynanasını sevmeme nedenleri çölle kutup kadar farklıdır. Kadın, kocasını paylaşmak istemediği için peşinen kaynanasından nefret eder; erkek ise damadını seven bir kaynanayı evliliğin sigortası olarak gördüğünden peşinen hayranlık duyar. Haliyle bir kadın, kaynanası ağzıyla kuş tutsa dahi sevmesi mümkün değilken, bir erkek, yalnızca kaynanasının ağzı bir kuşa döndüyse sevmekten vazgeçebilir. Sonunda oldu… Sonunda bir Mollaosmanoğlu kitabını baskıdan önce okuma ve naçiz…
“En büyük mutluluk nedir bilir misin? Maddiyatın bir deccal misali insanların ruhunu ele geçirdiği şu dünyada, etrafında güvenebileceğin, sırtını dayayabileceğin dostlarınla akrabalarının olduğunu bilmektir. Kalabalık şehirde tek başına öleceğine, ıssız ovada elinle beslediğin hayvanların içinde öl, inan daha huzurlu terkedersin dünyayı.” Kitap bizzat yazarın kitaplığından hediye. Alanya’ya tatile gittiğimde kendisi ile tanışma mutluluğuna erişmiştim. İmzalayarak hediye ettiği iki kitapta bonus oldu. Ve şimdi, yeni bir Alanya tatiline gi…
"Eğer birisini koşulsuz seversen, art niyetsiz, saf, hatta zamansız - mekansız, annen gibi, evladın gibi... Hiç kuşkun olmasın, bir gün sevgin, sevdiğini koluna takar sana getirir." Kitap Ocak ayında yayınladı. Enteresan geçen sancılı bir sipariş sürecinden sonra bir anda elimde aynı kitaptan beş adet olunca ben de dört tanesini sağa sola hediye ettim. Kitaba ismini veren karakter isminde, yazar yine Türkçe kelime kalıpları ile oynayarak yeni bir isim türetmiş. Talay Han'ın Türk, Moğol ve Altay mitolojisinde Okyanus T…
"Altının altıncısıydı o. Neydi tüm bu yaşadıkları Tanrı aşkına? Bir düş müydü zihninin kuytularında yıllardır gerçekleşmeyi bekleyen, yoksa bir demet korku muydu kalbinde sinsice kök salmış olan? Otuz adım saydı kuzeye doğru. Sonra elindeki küreği hoyratça salladı toprağın yüzeyine. Güneş tam tepesinde parlıyordu. Her vuruşunda kürekten bir çığlık sesi yükseldi havaya. Çın, çın, çın... Bu sesle daha bir kuvvetle aşka geldi adam, imana geldi, heyecana kapıldı ve biraz da korkuya düştü belki. altı kürek dolusu toprak attıktan sonra alnınd…
Yazara bizzat söz verdim, kitabın ismi ile alay etmeyeceğim. Ancak zabıt katibi halimle bile kitabın ismini yazmak yerine kopyala yapıştır yaptığımı da itiraf etmeliyim. Öncelikle son zamanlarda en iyi -Türk yazarlar arasında hiç olmadığı kadar hem de- kurgulardan birine sahip. Osmanlı Saray Tabiplerinden ve hiç yaşlanmama hastalığından muzdarip Atahunalp Urumgalatlı bir sahilde hafızasını yitirmiş bir şekilde kendine gelir. Sahile bitişik yamaçlarda kurulu bir çiftliğe ulaşan Atahunalp, burada kendisi gibi hafıza zayıflığı olan torun…
"Kan, feyyaz bir pınar gibi fışkırdı kurbanın şah damarından. Sıcacık bir pidenin körpe dumanı kabilinden belli belirsiz bir buğu yükseldi semaya, gırtlaktaki hırıltı mühür niyetine son söz oldu. Bedenin nafile çırpınışları yaşamı tutmaya yetmedi" Aslında alışveriş listemde olmamasına rağmen etiket fiyatının 4 TL olduğunu öğrenince almamazlık edemedim, aldım okudum. İyi de yapmışım. Adından da anlaşılacağı üzere yazılı adaletin yetersiz kaldığı ya da kötü maksatlı kullanıldığı bir hayatta geçiyor. Ama durun hemen korkmayın,…
Çark - Mehmet Mollaosmanoğlu “Onlar daha dünyada yokken dönmeye başladı çark. Ne zaman ki yeteri kadar büyüdüklerine kanaat getirdi, dişlilerinin arasına aldı, sıktı, kemikleri un ufak oluncaya kadar ezdi, kendi istediği gibi yeniden şekillendirdi. Sonra savurdu, kâh Alanya'ya, kâh Atacama'ya. Birilerinin kahramanı olmayı hayal ettiler hep... Başka birilerinin haini olacaklarını bilmeden.” Kitap bana bizzat yazarın hediyesi. Kimbilir belki önceki yorumlarımdan sonra ağzımın payını vermek için, belki benim gibi bir pa…
Malumunuz yazar ile tanışmamız çok eskilere dayanır . Ata Mezarlığı'na yaptığım eleştiriden sonra aramızda başlayan dostluk (büyük aşklar büyük nefretlerle başlar ya o hesap), aşağıda göreceğiniz yazarın kendi tasarladığı muhteşem kapak (bu kapak muhabbetine bi kapakta bana taktı ya neyse) ve bu kitapda Suphi'nin "s" sinin bile olmadığına söz vermesi aklımı çeldi. Aldım okudum… Cennet Ayracı’nı okuduktan sonra kafamda iki ihtimal belirdi. Birincisi Mehmet abi ya kitaplarını parasıyla başkasına yazdırmaya başladı…
Berbat ama çok berbat bir kitap. En az 4'ün Kuralı (bu kitapta kriter beliryecim oldu) kadar sıkıcı. Çoğunlukla Tanrıların Arabalarından arak, karmakarışık bir kurgusu var. Karakterler yeteri kadar işlenmemiş. Yan karakter hem yiğit, hem mert, hem akıllı, hem namuslu, hem güçlü, hem çok iyi bir şöför, hem iyi bir dövüşçü, hem usta bir nişancı, hem lisanslı yüzücü, madalyalı crosscu, çok iyi dans edip, sevdimi tam seven, sildi mi bir kalemde silen adamı Suphi müthiş. Suphi'nin tek kusuru esprileri berbat. Ama yazar sanı…
Sosyal Medya