Organik Kitap - Şebnem Pişkin



Kendini kontrol etme ustalığı, yaşamı kontrol etme ustalığıdır. Kendinin efendisi olmayan hiç kimse özgür değildir.  


Her fuar adet olduğu üzere bir Şebnem Pişkin kitabı imzalatıyoruz. Bu senenin kitabı, matbaadan tazecik çıkan, paketinden bizzat kendi ellerimizle açtığımız, katkısız, doğal ve yüzde yüz organik bir kitap.

Kitap her ne kadar cevap aradığı “Günümüzde korkutucu bir şekilde artış gösteren hastalıkların gerçek sebebi ne? İnsan kendi kendini tedavi edebilen bir mekanizmaya sahip mi? Çıplak ayakla toprağa basarak hastalıklardan kurtulmak mümkün mü? Her geçen gün şiddeti gittikçe artan doğal afetler gerçekten doğal mı?” gibi sorularıyla bir kişisel gelişim kitabı gibi dursa da, yazarın pek çok kez değindiği gibi kendini geliştirmeden ziyade, kendini bilmeye gayret etme kitabı olarak hazırlanmış. Belki de doğru tabirle “Bilinçli Yaşam Rehberi” diyebiliriz bu türe.

Organik Kitap, bize bilmediğimiz bir şey vadetmiyor ama bildiğimiz halde umursamadığımız olaylara dikkat etmemizi öneriyor. Genetiği değiştirilmiş gıdalardan tutunda, frekansı değiştirilmiş müzik türleri ile zihinlerimizin kontrol edilmesinden tutunda, suni depremler yaratabilen HAARP Teknolojisine, sürüyle karanlık bilime dair bilgiler var. Yalan yok, bazen bunların paranoya ya da komplo teorisi içerdiğini düşünebilirsiniz; haklısınız. Ama yine de Şebnem’in söylediklerini dikkate almakta fayda var.

Kitabın en takdir ettiğim yönü, başlangıçtan sonuna kadar hiçbir yerde türevlerinin yaptığı gibi “bu kitabı bitirince şu olacak, bunları uygularsanız 17 çakranız birden açılacak, artık güneş batıdan doğacak” gibi bir iddiasının olmaması. Kendi bildiğini yada öğrendiğini, ortaya koyup bırakıyor Şebnem. Beğenen alır, beğenmeyen kalkar gider.

Öte yandan bugüne değin hiç duymadığım fraktal geometri, fibonacci dizilimi gibi doğanın mucizevi matematik derslerini bu kitap sayesinde öğrendim. Bunun yanı sıra, doğa ile iç içe olma, kendini dinleme, kendi kendini tedavi etme gibi pek çok noktada, -her ne kadar Şebnem bahsetmese de, daha öne okuduğum Şaman Gözü’ndeki benzerliklere rastladım.

Ancak bu tür kitaplarda ya da makalelerde her zaman yaşadığım bir sıkıntı ile yine karşılaştım. Şimdi bir yerde epifiz bezimizin kireçlenmeden kurtarmak için her sabah aç karnına bir adak ılık suya bir kaşık zerdeçal karıştırıp içerken, başka bir yerde de bin derde deva Türkmen İksiri’nin mideme giren ilk şey olmasına dikkat etmem gerekiyor. Aynı anda ikisini nasıl yapacağım. Epifiz bezi kireçlenmesi ile hücre zarı zehirlenmesi arasında seçim yapmak zorunda mıyım? (Bu arada yeri gelmişken tarifi asırlar öncesine dayanan Türkmen İksiri’nin içinde oksijenli su nasıl olabiliyor, doğada ham halde oksijenli su var mı? Bu sorulara cevap alamazsam tercihimi zerdeçallı su içmekten yana kullanacağım.)

Kitap ile ilgili tek eleştirim baskıya ilişkin. (Allahım, kendi yayınevimi eleştirdiğime inanamıyorum) İçeriğe katkısı yönünden çok önemli bulduğum resimler kesinlikle daha kaliteli olmalı. Ne görüntülerden ne de üzerindeki yazılardan hiçbir şey anlaşılmıyor. Bir daha sefere mutlaka buna dikkat edilmeli.

Hepsi bir yana işbu kitap herhangi bir instagram fenomeni tarafından hazırlanmış olsa çoktan onlarca bakı yapmıştı. Bence içeriğindeki birçok bilgi yönünden kesinlikle ciddiye alınması gereken bir kitap. Kendimce okurken ileride yapacaklarıma ilişkin notlar alıp, kendime sözler verdiysem de maalesef ben de bu tür kitaplar uzun süreli etki yapmıyor. Tabiri caizse bir kulağımdan girip ötekinden çıkıyor. Ama hafızası benden daha uzun süreli olanlar için değerli bir kaynak bu kitap. Yine de bakarsınız sözümde dururum belli mi olur?


Yorum Gönder

0 Yorumlar