Ahmet Ümit seanslarıma devam ediyorum. Resmen keşişler gibi çile dolduruyorum şerefsizim. Kitap 14 öyküden oluşuyor. Bu öykülerden ilk beşi 80 döneminin solcularının acılarını, korkularını, bu ülke için ne kadar büyük fedakârlıklara katlandıklarını, neyse ki içlerinde hiç kötülük olmadığını, aslında tanısak, hepsinin iyi çocuklar olduğunu falan anlatıyor. Diğer öyküler Nevzat’ın başrolde olduğu polisiye! öyküler. Kitabın bana en büyük faydası ÖSYM kurullarının paragraf sorularında kullandığı paragrafları nereden bulduğunu öğretmesi ol…
“Evet dedim. İçimde ne tedirginlik vardı, ne korku, yalnızca tuhaf bir heyecan duyuyordum. Nasıl olsa Mehmet ölmüştü, bir kere daha onun vurulduğu haberini veremezlerdi ya” Kendi kendime işkence seanslarım devam ediyor. Bir Ahmet Ümit kitabı ile daha karşınızdayım. Daha 9 tane Ahmet Ümit kitabım var. Allah'ım sen bana yardım et. Kitap her Ahmet Ümit kitabı gibi son derece ilginç ve heyecanlı başlıyor, beklenti yaratıyor. Ki yazarın en büyük yeteneği de bu bence. Bu sefer güzel bir şeyler yazdığına inandırıyor bizi. Her zaman oldu…
"... Ya da kıyıcı adamların her zamanki hali bu; cinayet işleyenler, kurbanları ile birlikte kendi huzurlarını da öldürürler" Eşim Ahmet Ümit hayranıdır. Başka kitabını alır mıyız bilmiyorum ama kitaplığımızda tüm kitaplarının bulunmasının nedeni bu. Benim de kitaplığımdaki tüm kitapları okumak gibi bir takıntım var. İsyan ede ede alfabetik olarak sırası gelen tüm Ahmet Ümit kitaplarını okuma nedenim bu. Aslında kitabın ismini daha ilk duyduğumda eşimi uyarmıştım. "Bak bu da benzerleri gibi (Beyoğlu Rapsodisi, İstanb…
Ahmet Ümit'in tarih ve polisiyeyi harmanladığı her ne kadar tartışılırsa da kendisinin dünya üzerinde edebiyat ve kauçuğu en iyi harmanlayan yazar olduğuna kalıbımı basarım. Malum Şems ve Mevlana aşkından payına düşeni isteyen Ahmet Ümit dandik bir konuyu (dandikten kasıt Mevlevilik değil otel yangını) yaklaşık 400 sayfa sündürmekle beni yine şaşırtmadı. Ahmet Ümit'in olmazsa olmazı yapay ve sayfalarca süren diyolaglar bu kitabında başının tacı. - anne, bugün babamın dergahından arkadaşı izzet efendi ile tanıştım. -…
Sağolsun yazar aşkı resmen piç etmiş. Ben hayatımda aşk'ı bu kadar basit öykülerle anlatan başka bir yazar görmedim. On öykünün her biri kendince sürpriz ! sonlara sahip. On öykü içinde en son, en ucuz, en uzun, en yapay öykünün ismi kitaba ismini vermiş. Ahmet Ümit'in romanlarında olduğu gibi bu öykü de de gereksiz bir sürü ayrıntıyla uzatıldıkça uzatılmış. Bir hafta oldu, son öykü bir türlü bitmiyor anasını satayım. Öykü yapay, karakterler arıza, diyaloglar saçma. Mesela ben 35 yaşındayım, iyi kötü kitap okuyan biriyim, d…
Eskiden beri esas öykünün yanına kattığı yan hikayelerinden tiksindiğim Ahmet Ümit'in bence son fiyaskosu. Asıl amaç İstanbul tarihi hakkında duymadığınız, bilmediğiniz bir şey öğrenmekse hiç çekinmeden alın. Ama derdiniz polisiye ise hiç bulaşmayın. Zira kurbanların arasında insanın gözünü çıkaracak kadar bariz bir bağı araştırmak yerine (ki bunu yapsa bu kitap 54. sayfada biterdi), avuçlarındaki sikkelerin peşine düşüp, müze müze gezip ipucu arayan bir komiser var bu kitapta. bu sebeple ccc behzat reis ccc. -Leyla Hanım esk…
Sosyal Medya