Sağolsun yazar aşkı resmen piç etmiş. Ben hayatımda aşk'ı bu kadar basit
öykülerle anlatan başka bir yazar görmedim. On öykünün her biri
kendince sürpriz ! sonlara sahip. On öykü içinde en son, en ucuz, en
uzun, en yapay öykünün ismi kitaba ismini vermiş. Ahmet Ümit'in
romanlarında olduğu gibi bu öykü de de gereksiz bir sürü ayrıntıyla
uzatıldıkça uzatılmış. Bir hafta oldu, son öykü bir türlü bitmiyor
anasını satayım. Öykü yapay, karakterler arıza, diyaloglar saçma. Mesela
ben 35 yaşındayım, iyi kötü kitap okuyan biriyim, dakikada 47 kelime
çağında gevezeliğe sahibim (rakı içerken bu sayıyı kadeh sayısıyla
çarpın) ama hayatımda bu kitapta geçen diyalogların/kelimelerin yarısı
geçmedi. -Hülasa ne demek ?- Sözümona polisiye kabul edilen eserlerinde
olduğu gibi bu öykünün içine de hikayeye hiç bir şey katmayan Osmanlı
tarihinden alıntılar ve en iyi balık hangi restorantta yenir, künefenin
içine ne kadar peynir konur kim bilir gibisinden reklamlar reklamlar...
İnsan kendini hiç mi yenilemez, hep mi aynı geyiği çevirir... Ve bu
adam Türkiye'nin en çok satan yazarlarından biri. Vah benim Türk
edebiyatıma.
0 Yorumlar
Yorumlarınız bizim için önemli...