Öncelikle belirtmeliyim ki orjinali tuğla ebatında iki ciltten oluşan bir dünya klasiğini, kırpılarak 340 sayfaya indirgenmiş bir gazete eşantiyonu olarak okuduğum için utanıyorum. Utanıyorum çünkü bu eserin orjinalini benim bünyem kaldırmaz. Ancak bu kadarını taşıyabilirim. Resmen inci sözlük tabiriyle "özet geç piç" formatında bir kitap. Edebi inceliğinin tadını alamasam da, yarın bir gün bir kaç entelin arasına girer de konu Anna Karanina'dan açılırsa muhabbete fransız kalmamanın sevincini yaşayacağım.
Star Gazetesi promosyonu, Kent-a Yayıncılık baskısı olanını okudum. İtiraf etmeliyim ki orjinal yada daha kalitelisini okumak bana bir numara büyük gelir. Sayfadan ve maliyetten düşmek için epey bir kırpılmış, yazı karakteri küçültülmüş, sayfanın altında üstünde boşluk bırakılmamış. Edisyon berbat ama bu hali ile bile gerçekten etkileyici bir eser. Belki bir gün gerçek bir okur olduğumda çok daha kaliteli bir versiyonunu okuyacak iştahım olur.
Sevgili dostum Ali Murat "gazeteden dünya klasiği alınır abi" diye önyargılı yaklaşmış olsa da durum hiç öyle değil. Eşantiyon bu seri, maliyet düşürmek için her ne kadar muadillerinden daha küçük boyutlarda hazırlanmış, sayfa tasarrufu sağlamak açısından sayfa boşlukları azaltılmış, yazı boyutu küçültülmüş olsa da gayet okunabilir durumda. Kitaba gelirsek, dediğim gibi gayet okunabilir, göze batan bir çeviri yanlışı görmedim. Konu itibari ile klasik acıklı Türk filmlerini anımsatsa da yazıldığı tarihe -1848- bakarsak, a…
Sosyal Medya