Biz, bu ülkenin okuryazarları, boşluğa düşen bir trapezci gibiydik. Doğu askısını bırakmış, Batı askısını yakalayamadan aşağıya düşmüştük.
Merhamet Zulmün Merhemi Olamaz…
Ben bugüne kadar hiç Zülfü Livaneli okumadım. Hadi dedim facebook
sayfamı beğenen iki takipçime bu kitabı hediye edeyim; bu vesile ile bende
okuyayım. Hazır lafı açılmışken hatırlatayım; siz bu yorumu ne zaman okursunuz
bilmiyorum ama 31 Ocak 2017 gece yarısına kadar sol taraftaki beğen butonundan
ya da buradan sayfama giderek sayfamı beğenebilir ve çekilişe katılmaya hak
kazanabilirsiniz
Reklâmları geçtiğimize göre devam edelim. Aslen Mardin’li olan gazeteci
İbrahim, bir gün çalıştığı gazetenin üçüncü sayfasını hazırlarken, eline ulaşan
haberlerden birinde Mardin’den çocukluk arkadaşı olan Hüseyin’in öldüğünü
öğrenir. Biraz eski günlerin hatırına, birazda burnuna gelen haber kokusu ile
yollara düşen İbrahim, soluğu Mardin de alır. Burada çocukluk arkadaşı Hüseyin’in,
IŞİD zulmünden kaçan Ezidi bir kıza aşık olduğunu ve bu nedenle ailesini ve
hatta tüm Mardin’i karşısına aldığını öğrenir. İbrahim’in bundan sonraki tek
amacı Meleknaz isimli bu Ezidi kıza ne olduğunu bulmaktır.
İlk 30 sayfa sonunda şu notu almışım kenara; “Başıma bir iş
gelemeyecekse beğenmedim.” Ne yazık ki kitap bittiğinde de fikrim değişmedi. Densizliğimi
mazur görün ama baştan sona ucuz popülizm kokusu aldım ben. Medeniyetlerin
beşiği Mardin, dinler ve kültür mozaiği teması, IŞID zulmü, islamofobi, plaza
insanlarının ruhsuzluğu ve sığlığı, tüketim toplumunun vefasızlığı, hepimiz
kardeşiz bu öfke ne diye ve daha niceleri… tek filme 16 tane sosyal mesaj
sığdırıyor diye alay ettiğimiz Mahsun Kırmızıgül kitap yazsa, ortaya ancak
böyle bir şey çıkardı.
Asil insanların en neşeli zamanlarında bile bir hüzün vardır, daha düşük ruhlar ise en sefil zamanlarında bile neşelidir.
Doğan Kitap’tan çıkan Huzursuzluk sadece 154 sayfa ve inanın bana bu
iyi bir şey. Finalde bence havada kalan pek çok nokta oldu. Böyle mağrur, dik
başlı ve inatçı bir kızı nasıl ikna edebildiğine mutlaka değinilmeliydi diye
düşünüyorum.
Kapak ise apayrı bir olay. Diyelim ki İbrahim’in kitap boyu elinden
düşürmediği, hikayenin baş karakterlerinden Tavusé Melek figürü işli mendil ile
bezeli bir kapak yapmak istemediniz; olabilir. İyi ama kitapta Ezidi
adetlerinden bahsederken, Ezidilerin mavi kapılardan geçmediğini, hatta mavi
renkten uzak durduğunu söylemediniz mi? E o zaman kapak neden mavi tonlarında?
Ezidiler okumasın diye mi? Garip…
Yine de olumsuz görüşlerimin sadece bu kitaba yönelik olduğunu ve Sayın
Livaneli hakkındaki genel görüşlerimde en ufak bir değişikliğe neden
olmadığının altını çizmek isterim. Zülfü Livaneli bilgi birikimine saygı
duyduğum, şarkılarının pek çoğunu bağıra bağıra söylediğim bir insan kendi
hatırlar mı bilmem ama 2004 yılı Babaeski festivalindeki konseri gibi bir
konseri ömrümün sonuna kadar bir daha görebileceğimi sanmıyorum. Ahmet Koç’un
yokluğundan olsa gerek Edirne konserinden aynı keyfi alamamıştım. Bu da buraya
not düşülsün Sevgiler, saygılar…
Orijinal Adı: Huzursuzluk
Yayın tarihi: Ocak 2017 (1. Baskı)
Yazar: Ömer Zülfü Lİvaneli
Ebat: 13,5 x 19,5 cm
Sayfa: 160
ISBN: 9786050939828
Goodreads Puanı: 4.46
1 Yorumlar
Hiç Livaneli okumadım. Bu seneki listeme aldım. Güzel paylaşım ve blog. Takibe aldım. Bu da benim blog https://kitapokurum.blogspot.com.tr/
YanıtlaSilYorumlarınız bizim için önemli...