Maşatlığa Kırlayan Kızan - Haluk Ecevit



O zamanlar bulutlar daha mavi, çimenler daha yeşil, leylekler daha hızlı, babalar daha büyük, gazozlar daha tatlı, düğün ve bayramlar daha şendi sanki.

   Elimde bu kez bizim buralardan bir kitap var. Yazarlık maceram sırasında tanıştığım Haluk Ecevit tarafından yazılan, yüzde yüz yerli anlatı-öykü kitabı Maşatlığa Kırlayan Kızan. Kitabın tanıtımlarında ve içeriğinde anlamına yer verildiği için kitap isminin çevirisini yapmıyorum. Zaten Trakya’ya az biraz aşina olan herkes ne demeye geldiğini anlayacaktır.

Bilindiği üzere anı kitaplarını genelde yaşlı amcalar, en azından emekli öğretmenler falan yazar. Oysa Haluk daha 1983 doğumlu gencecik, şu insan üstü hafızası olmasa senin benim gibi sıradan bir adam.

Maşatlığa Kırlayan Kızan - Haluk EcevitHafızasının kuvvetine bir de meraklılığı eklenince ortaya bu kitap çıkmış. Hikayelerin çoğunu Haluk’un küçükken başından geçenler oluşturuyor. Ancak küçük Haluk’un maceralarını dinlerken bir yandan gerek köyün, gerek Trakya’nın gerekse ülkenin ahval ve şeraitinden de haberler alıyoruz. Birkaç öykü ise bu sefer genç Haluk’un köyün eskilerinden dinleyip derlediği, yine köye ait ama daha çok Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet’in ilk yıllarına ait hatıralardan oluşuyor.  Dolayısıyla kendi köyünün sözlü tarihini bir şekilde yazılı kaynağa çevirmesi ile de önem arz ediyor.

Ama bizlere okurken en keyif veren yanı, diyalogların tamamının Trakyaca verilmesi. Ama sakın!!! Trakya şivesi deyince aklınıza hemen Fıkralarla Türkiye’deki ya da başka yerlerdeki abartılı Bulgar macırı ağzı, Darbukatör Bayram’ın romancası falan gelmesin. Bu kitapta Trakya şivesinin orijinali var; “Ba adam aldın o meretleri getirdin başımıza, zatan yumurtlamayalar. Baka kızanı da korkuduyalar artık. O kabarık olan tavuklara da bi raat vermeye zatan. Yarın bi çaresine bak şunnarın!” Sözün özü, Trakya taklidi yapmayı ş’leri  j yapıp, cümlelerin sonuna okkalı bir beyaa eklemekten ibaret sananlara duyurulur.

Haluk’un kendi başından geçen pek çok şey, bizler gibi çocukluğunu 90’lı yıllarda yaşayanlara tanıdık gelecektir. Ben pek çok yerde “aaa evet” şeklinde tepki verdim. Hikayeler aktarılırken süsleme edebi anlatımlara düşmeden, köy insanın o doğal, yalın haline uyumlu olarak olabildiğince sade verilmiş. Ayrıca eğer Trakya jargonunda eksiklikleriniz varsa, bunu gidermeniz için sonda küçük bir sözlük de mevcut.

Maşatlığa Kırlayan Kızan - Haluk Ecevit2. baskısını Kent Kitap’tan yapan Maşatlığa Kırlayan Kızan’ın kapağı, Neslihan Zeybek tarafından ilk baskının kapağı yeniden yorumlanarak yapılmış ve bence çok güzel olmuş. Özellikle yanlamış ağaç telefon direkleri ayrıntısı mükemmel.

Kısacası ben beğendim. Yolunun açık olmasının, olabildiğince çok okura ulaşmasını ve Trakya’nın gerçek yüzünü herkese tanıtmasını dilediğim bir kitap…


Yorum Gönder

1 Yorumlar

  1. Merhaba, yazınız için teşekkürler. Bloggerların buluşma ve sosyal paylaşım noktasına sizi de bekleriz.

    YanıtlaSil

Yorumlarınız bizim için önemli...