Kaiken

japonya, kitap yorumu, özeti, pdf.
Doğan güneş karardığında,Geçmiş, çıplak bir kılıç gibi keskinleştiğinde,Japonya artık bir anı değil, kâbus olduğunda,Kaiken'in zamanı gelmiş demektir.

Aslında sırada Grangé'den Sisle Gelen Yolcu vardı. Ama gerek vaktimin darlığı, gerek bir önce okuduğum Grange romanı olan ve biraz sıkıldığım Ölü Ruhlar Ormanı'ndan sonra tuğla kalınlığında bir kitabına hazır olmamam nedeniyle sırayı bozdum, iyi ki yapmışım.

Genelde Jean Christophe Grangé kitaplarını ortalama bir beğeni ile okurum. Ama bu kitap öyle değil, on numero beş yıldız...Neredeyse sataşmak istediğim noktalardan vazgeçirecek kadar iyi. Ama neyse ki neredeyse...

Bir kere aşırı gıcık olduğum, ortada fol yok yumurta yokken bir şeylerden şüphelenen, dahası şüphelerinde haklı çıkan, hangi ipucuna/tanığa ihtiyacı varsa tesadüfen karşısına çıkan iyi adamlar,  her kan pıhtısı, her organın duruşu ayrı ayrı, ballandıra ballandıra, sayfalarca anlatılan cinayet sahneleri yok. Katilin bile psikopatlığında normal değerler gözlemledim. 

Paris emniyetinde başkomiser olarak görevli Olivier Passan, Japon Kültürüne olan merakı, hayranlık ile saplantı arasında gidip gelen bir adamdır. Hamile kadınları ve karnındaki bebekleri hedef alan bir katili yakalamaya uğraşırken, bir taraftan da Japon eşi güzeller güzeli Naoko ile aralarındaki boşanma davası canını sıkmaktadır. Katile yaklaştıkça eşi ile arasındaki problemler ve evine yapılan saldırılar artmaktadır.

Sürükleyicilik had safhada olmakla beraber, benim gibi Fransa yerleşimine fransız kalanlar için ekstra hayal gücü gerekebilir. Neyse ki bende var. Ama ekşi sözlükteki bir yorumda bu durumu telafi etmek ve kitaptan aldığı zevki arttırmak için her yer adında Google Maps'ten karakterlerin nereden nereye gittiğine baktığından bahseden birini görünce kendi sığlığımdan da tiksinmedim değil. 

Kitapta bir de kulağı küpeli, dövmeli, kokainman komiser yardımcısı Fifi var. Uyuşturucu kısmı hariç gözümde Behzat Ç. den Akbaba canlandı gözümde. Olur ya bir gün filmi çekilir bu adamı Berkan Şal canlandırsın.

Ne diyorduk, sataşmak isteğim bir kaç nokta var; Bendeki kitabın kapağında 30. Baskı yazıyor. Kapağın içine bakınca ilk baskısının Haziran 2013, 30. baskısının Temmuz 2013 de yapıldığını görüyoruz. Migros' daki nüshalarda Eylül 2013 de 35. baskının yapıldığını görüyoruz. Bir ayda 30 baskıyı biri bana izah edebilir mi? Tamam çok satan bir yazar ama bu ne? Ya ülkemizde "kitap okunmuyor" geyiği tamamen yalan, ya da bir baskı 100 adet falan. Ya da matbaa her günkü üretimine yeni bir baskı sayısı vermiş. Cahilliğimin verdiği bir özgüveniminde olduğunun farkındayım, biri tenezzül ederde işin doğrusunu anlatır, bu yorumu bana yedirirse saygı duyarım.

grange, kitap yorumu, japonya, gerilimÇeviri bir iki küçük şahsıma münhasır takıntılar haricinde enfes. Ancak yine de sormak istiyorum ey çevirmenler; Düzüşmek nedir? Aranızda biz okurların bilmediği bir anlaşmamı var? Bugüne kadar bahsi geçen eylem için bu kelimeyi kullandınız mı, kullanan birini tanıdınız mı? Hamile kadınların canlı canlı karnını yarılıp içindeki bebeğin alkole bulanarak yakıldığı bir kitabı okuyan birinin sevişmek kelimesinin argo kullanımını okuduğunda utancından yanaklarının pembeleşeceğini mi düşünüyorsunuz? Kaç kitapta denk geldim artık yeter.  Bir de cümlenin gidişine göre anlamı tahmin edilse de, sabitlemek yerine raptetmek, parıldayan yerine balkıyan kelimelerinin kullanılmasını anlamsız buldum. Fakat yine de kitapta geçen onlarca Japonca kelimenin hangisinin, çevrileceği, hangisinin orjinal halde bırakılacağı konusundaki tercihler, gerekse tam yerinde verilen çevirmen notlarını çok başarılı buldum. 

Yazar katili gizlemek için çok uğraşmış. Üst üste okura verilen yanlış ipuçları, kasıtlı yönlendirmeler nedeni ile tahminleriniz tenis maçı izleyen seyirciler gibi iki kişi arasında gidip gelse de belli bir noktadan sonra iş abartıya varınca bir an yazarın bize Ahmet Ümit gibi sürpriz! (eskilerin tabiri ile yırtık dondan çıkar gibi) bir katil vereceğinden korktum. 

Doğan Kitap'tan çıkan kitabın kalitesi tartışılmaz. Kapak orjinalinden daha iyi tasarlanmış ve bence aslından iyi. Japon harflerine atıfta bulunan Kaiken yazısının altında üzerinden kan damlayan Japonca bir harf var. Bu harf bir anlam ifade ediyor mu bilmiyorum, merak ettim ama araştırmaya da üşendim.


Yorum Gönder

0 Yorumlar