Geçmişi hiçbir zaman arkamızda bırakmayız, tam olarak değil. Sadece bir süreliğine bir kenara koyarız.
Genelde seri olan kitaplara karşı ön yargılıyım. İlk kitabı aldıktan
sonra, beğenmesem bile devam kitaplarını da almak zorunda hissediyorum kendimi.
Ama bu kez durum farklı. Aldığımız istihbarata göre tamamı on kitap olan,
dünyada şimdilik 5, ülkemizde sadece 3 tanesi yayınlanan Makana serisinin
ikinci kitabını büyük bir istekle aldım ve okudum. Üçüncü kitap Hayalet Koşucu
şimdiden sepette ve önümüzdeki ay verilecek siparişi bekliyor.
Sudan'da yaşanan İslami darbeden sonra Mısır'a kaçan, kaçarken canından
can bırakan, yorgun, yaralı, yüreği buruk kahramanımız Makana yine iş başında. Bu
kez kendi gibi sığınmacı olan Talal'ın müstakbel kayın pederine gelen tehdit
mektuplarını araştırmak için kiralanıyor. Ancak Makana, ilk başta basit bir
vaka gibi görünen mektupları araştırırken, kendini İslami terörist örgütlerin,
dinler arası çatışmaların, uluslar arası komplocuların, eski darbecilerin, silah
kaçakçılarının ve daha nicelerinin arasında buluyor.
İlk kitap Kahire'de Kayıp da olduğu gibi, yine sürükleyici bir polisiye
ile birlikte, alt metin olarak daha o zamanlardan duyulmaya başlayan "Arap
Baharı"nın ayak seslerinden bahsedilmiş. Pek çok noktada ülkemizdeki yakın
tarih ve gündem ile ilgili benzerlikle kurmak mümkün.
Bu, Kıpti toplumunun ilk kez hedef alınışı değildi. Arada sırada birileri diğerlerinin aklına yüzde 14 azınlığın, geri kalan yüzde 86'nın yaşam tarzına karşı ölümcül bir tehlike olduğu fikrini sokardı.
Her nedense bu kez Makana, geçen üç yıl içinde epey toparlanmış gibi
geldi bana. İlk kitaptaki o pejmürde, yılgın ve yorgun adam nispeten daha derli
toplu, hareketleri daha bilinçli, daha bir kendinden emin, hatta kendine özel
şoför tutacak kadar maddi imkânları düzelmiş bir halde. O anti kahraman havası
biraz zayıflamış gibi geldi. Açık konuşayım bu Makana'yı geçen seferki kadar
beğenmedim.
Keşke orijinal kapakları kullansa dediğim Kırmızı Kedi Yayınevi, bu kez
farklı bir çevirmenle çalışmış. Bu kez birbirine geniş zaman kipleri ile
bağlanmış bileşik cümleler pek yok ama yer yer hatalar göze çarpmıyor değil. Bunun
yanı sıra eğer mümkünse son okumayı yapan kişiden paranızı geri isteyin. Zira okumadan,
okudum deme olma ihtimali yüksek. Hikâyenin geldiği yer itibari ile Kuran'dan
bahsedilen bir yerde, apaçık "Allah kelamı" olması gereken bir kelimeyi
"Allah kelimesi "olarak geçmesi bence yapılmaması gereken bir hata. Çevirmenin
bu tür şeyleri atlamasını kısmen anlayabilirim ama son okuma zaten bunun için
var. "Allah kelimesine sokaktan aldığınız ucuz bir romanmış gibi
davranamazsınız." Olmuş mu sizce, olmamış.
Bizim sorunumuz ne biliyor musun? Ne istediğimize karar veremiyoruz. Batı'yı mı yoksa Doğu'yu mu, İslam'ı mı yoksa sekülerliğin keyfini mi istiyoruz? Hepsine birden sahip olabileceğimizi düşünüyoruz.
Umarım 10 kitabın hepsi aynı yayınevi tarafından yayınlanır ve umarım
kapak sırt teması serinin tüm kitaplarında ortak bir payda da buluşur, Can
Yayınlarının Danilov Beşlemesi'nde okura yaptığı şu saygısızlığı yapmaz. Ufak tefek kusurları da olsa, pek çok yönüyle
bize benzeyen Makana reisi bağrımıza basmaya her daim hazırız. Kendisinden tek
ricam, artık kapısı kilitlenen, en azından kapısı olan bir ikamet tutması. Böyle
tehlikeli bir hayat süren adamın avvama denen yol geçen hanında işi ne? Her gün
iş dönüşü ayrı bir gerilim çekilir çile mi yahu?
Şaka bir tarafa liselerde, fikir kulüplerinde, ilgili fakültelerde,
insanların beyinlerinde bir "acaba" sorusu sordurması için bile olsa okutulması
elzem olan bir macera romanı olduğunu düşünüyorum.
Orijinal Adı: Dogstar Rising: A Makana Investigation
Yayın tarihi: Haziran 2015 (1. Baskı)
Yazar: Parker Bilal
İngilizce'den Çeviri: İdil Dündar
Ebat: 13.5 x 21 cm
Sayfa: 336
ISBN: 9786059908955
Goodreads Puanı: 3.74
0 Yorumlar
Yorumlarınız bizim için önemli...