Büyükler hiçbir şeyi tek başlarına anlamıyorlar, onlara durmadan açıklamalar yapmak da çocuklar için çok sıkıcı oluyor doğrusu.
Eh! Aslında geç bile kaldım sayılabilir. Ama en azından hiç
olmamasından iyidir değil mi? Zaten Türkiye'de ve dünyada bu kitabı basmayan
tek bir yayın evi, merdaneleri arasında bu kitabın sayfaları geçmemiş tek bir
baskı makinesi kalmamışken, benim okuyup yorumlamamam düşünülemezdi.
Başlarken gergindim açıkçası. Düşünsenize, bugüne kadar bu kitap
hakkında yazılmış tek bir olumsuz düşünceye rastlamadım. Ne bu görüşlerin
aksine bir görüş belirtebilirsin ne de binlerce övgü arasından sıyrılıp daha
güzelini yapabilirsin.
Yıllar, ama çok uzun yıllar önce (sanırım ilkokul zamanlarım, emin
değilim) televizyonda bir filmini izlediğimi hatırlıyorum. Nedense gerildiğimi,
hatta yer yer ürktüğümü hatırlıyorum. O şerefsiz yılan ya da ruh hastası tilki
yüzünden olabilir, bilmiyorum. Ama Küçük Prens'in gezegen hasretini iliklerimde
hissettiğimi, onun için üzüldüğümü çok net hatırlıyorum.
Uçağı Büyük Çöl (muhtemelen Sahra Çölü) üzerinde bozularak, çöle inmek
zorunda kalan bir pilot, uçağındaki arızayı gidermeye çalışırken birden bire
yanında bitiveren küçük bir çocuk görünce şaşırıp kalır. Haklı olarak, çölün
ortasında birden bire ortaya çıkan ve kendisinden bir kuzu resmi isteyen bu
çocuğun nereden geldiğini öğrenmeye çalışır.
Çok uzaklardan, Asteroid
B-612'den, pilotun ona verdiği isimle söylersek Küçük Prens, kendi küçük
gezegeninden sıkılınca, yeni insanlar tanımak ve yeni şeyler öğrenmek üzere
yola çıkan bir gezgindir. Küçük Prens yolculuğu boyunca birbirinden farklı
insanlar tanımakta ve bir çocuğun saf ve temiz kalbi ile büyüklerin
tuhaflıklarına anlam vermeye çalışmaktadır.
Büyükler gerçekten çok, çok tuhaf oluyor.
Zaman zaman, Küçük Prens gerçekten bir başka gezegenden gelen küçük bir
kaşif mi, yoksa çöl sıcağında deliren bir pilotun gördüğü serap mı diye
düşündüm. Öte yandan yazar Antoine de Saint -Exupéry'nin de gerçek hayatında
bir pilot olduğunu ve çıktığı bir keşif yolculuğunda kaybolup bir daha geri
dönmediğini düşününce, insanın aklına bu öykünün tamamen gerçek olabileceği de
geliyor. Kim bilir belki de yazar bu küçük dostuna iade-i ziyarete gitmiş ve
oraları çok sevdiği için geri dönmemiş olabilir mi?
İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez.
Gerçekten çok enteresan bir kitap. Sıradan, basit bir çocuk kitabı gibi
ilerlerken, birden bir cümle patlıyor ve şaşırıp kalıyorsunuz. Mesela Küçük
Prens "Burada yargılanacak kimse yok" deyince Kral, "O zaman
sende kendini yargılarsın, kaldı ki en zor olan da budur" deyiveriyor.
Kitabın bir bölümünde Asteroid B-612'yi keşfeden bir Türk gökbilimci ve
kılık kıyafet devrimi yapan bir önderden bahsediliyor. Bölüm şöyle;
"Bu gezegeni bir zamanlar teleskopla ilk kez gören biri olmuş:
1909'da bir Türk gökbilimci. Bu konuda hazırladığı raporu Uluslar arası Gökbilimciler
Kurultayı'na sunmuş. Ama başında fes, ayağında şalvar var diye sözüne kulak
asan olmamış. Büyükler böyledir işte.
Bereket versin, Asteroid B-612'nin onurunu kurtarmak için dediğim dedik
bir Türk önderi tutmuş, bir yasa koymuş. Herkes bundan böyle Avrupalılar gibi
giyinecek, uymayanlar ölüm cezasına çarptırılacak. 1920 yılında aynı gökbilimci
bu kez çok şık giysiler içinde Kurultay'a gelmiş. Tabii bütün üyeler görüşüne
katılmışlar."
Hal böyle olunca ben gerçekten böyle bir Türk Gökbilimci var mı diye
merak edip araştırdım ve tahminimin ötesinde çok ilginç bir bilgiye rastladım. Ekşi
sözlük yazarlarından tinkebaut'un (başka başlıklarda başka yazarlarda aynı
hususu irdelemiş) teorisine göre, yukarıdaki alıntıda bahsi geçen gökbilimci ve
önder (anladığım kadarıyla bazı baskılarda diktatör diye de geçiyor) aynı kişi;
Atatürk. Yazar bu savını Lord Kinross'un "Atatürk, Bir Milletin Yeniden
Doğuşu" isimli kitaplarında alıntılarla destekliyor. İlgili entrye şuradan ulaşabilirsiniz.
Kapak sade ve hoş. Kitabın finali iç burkan cinsten. Çocuklara okunacak
gibi değil bana kalırsa. Çeviri güzel, baskı güzel, anlatım güzel ve alt tarafı
100 sayfa. Hala hayattayken, okumadan ölmeyin.
Orijinal Adı: Le Petit Prince
Yayın tarihi: Ocak 2016 (8. Baskı)
Yazar: Antoine de Saint -Exupéry
Fransızca'danÇeviri: Cemal Süreyya - Tomris Uyar
Ebat: 13.5 x 19.5 cm
Sayfa: 112
ISBN: 9789750724435
Goodreads Puanı: 4.27
0 Yorumlar
Yorumlarınız bizim için önemli...