"Hiçbir şeyin olmadığı yerde, hiçbir şey yoktur." Soma Madencilerinin Anısına... Bu kitap yayına hazırlanırken 13 Mayıs 2014 günü, Soma'dan gelen kara bir haberle yüreklerimiz dağlandı. Özelleştirme ve taşeron sisteminin, aşırı kâr hırsının, denetimsizliğin ve göz yummanın, iktidar kayırmasının, ihmal zincirinin sonucu olarak yaşanan kömür madeni ocağı faciasında (açıklanan resmi rakamlara göre) 301 maden işçisi hayatını kaybetti. Maden işçilerinin çetin hayatını, özlemlerini, sevinçlerini ve kavgalarını anlatan b…
Sayfa Sayısı: 592 Ebat: 14 x 20 cm Orjinal İsim: Bag of Bones Çeviri: Gönül Suveren "Romanda mükemmel çizilmiş bir kahraman bile yeryüzünde yürüyen ve gölgesi toprağa düşen en iç sıkıcı insana kıyasla sadece bir torba kemikten ibarettir." Şimdi millet, ben korku filmi seyretmem korkarım, yalan yok, harbi tırsarım seyredemem. Daha önce de söylemişimdir, bilmeyenler olabilir. "Onlar gerçek değil ki lan, ne korkuyon hihahohohaa" diye alay edenlere, edeceklere de direk küfrederim. Madem …
Rusya 1881 The People's Will - Jasper Kent "İki büyük ailenin kanı tek kişinin damarlarında dolaşıyor. Ailelerden birinin soyunu sürdürebilmesi için dökülmesi gerekiyor" Başlamadan... Eğer serinin ilk üç kitabını henüz okumadıysanız ve okumak gibi bir planınız varsa aşağıda okumak istemeyeceğiniz şeyler olabilir. Ve efsane devam ediyor... 2013 yılı bu kitabı bekleyerek geçti. Olur da haberim olmaz diye alışveriş sitelerine alarmlar kurdum. Rss programlarında takip ettim. Ama her nasılsa hepsinden sıyrıldı ve…
Başta Fransız şair Louis Aragon olmak üzere bazı kaynaklar Cemile için "dünyanın en güzel aşk hikayesi" ifadesini kullanmışlar. bir gün bu blog meşhur olursa bende hiç değilse o bazı kaynaklar arasında yer alabilmek onuruna erişmek için diyorum ki "Cemile dünyanın en güzel aşk hikayesidir" Aslında biraz düşününce bu hikayeyi beğenmek için somut bir sebebiniz yok. aksine normal şartlarda beğenmeyeceğiniz, hatta yerden yere vuracağımız bir aşk hikayesi bu. Zira bize yakışmayan, delikanlıyı bozacak herşeyi içind…
Eski kitapları okumayı çok seviyorum. O zamanki yaşam, yazar ya da çevirmenin Türkçe'yi kullanışı hoşuma gidiyor. Elimde, ilk baskısı 1967 yılında yapılmış olan bu kitabın 1974 tarihli üçüncü baskısı (bir sayfası eksik ) var. İnanılmaz güzel. Fakir Baykurt adını ilk kez duyduğum (sanırım o da benim ayıbım), sonradan öğrendiklerime göre köy enstitüsü mezunu, tabiri cazise bu toprağın oğlu bir yazar. Şimdiye kadar ilk kez karşılaştığım anlatım tekniğine ise hayran kaldım. Kitapta, alışılmışın dışında olayları dışardan bir kişi yada kara…
O bir efsane. O bir Orta Dünya Tarihine Giriş, o bir Orta Dünya Coğrafya, Sosyoloji, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabı. Hemde akademik düzeyde... Evet bunlar söylerken abartmıyorum. Kitabın içi yüzlerece coğrafik konum, binlerce hanedan-soy-kavim ismi (hem de hepsinin Eldar/Sindar ve Türkçesi yanyana) ile dolu. Eğer benim gibi yüzeysel, filmlerinden sonra merak salmış bir LOTR hayranıysanız zorlayabilir. Ki bu sebeplerden bana bir numara büyük geldi. Çok fazla tat alamadım. Kitap (herkesin Yüzüklerin Efendisi filmlerini seyrettiğini…
Mükemmel, muhteşem, harika. Bu seriyi anlatacak daha iyi bir kelime bilmiyorum ben. Dünya edebiyat sıralamasında yeri nedir bilmiyorum ama nazarımda üçüncü kitap ile kült seviyesine erişmiştir. Evet Jasper Kent'in Danilov Beşlemesi'nden söz ediyorum. Bu kitapla birlikte ilk iki kitaptaki bütün taşlar yerine otururken, bir o kadar taş da yerinden oynadı. Gerçekten harika ötesi bir kurgu. Orjinal isim Üçüncü Şube -ki serinin üçüncü kitabı olmasına da bir gönderme aslında- Çarın Laneti olarak çevrilmiş. İlk kitapla birlikte …
Aslında geminin değil, bir çocuğun öyküsü bu. Ama ne öykü a dostlar. Hani hepimizin (özellikle bizim gibi çizgi romancıların) çocukluğunda olmuştur ya gözlerini kapar kendini kızılderililerin arasında bulursun, kulağını çeken birini hayallerinde eşek sudan gelene kadar döversin. Öykümüzdeki çocuk da böyle anne ve babasının terkettiği, orman bekçisi dedesinin yanında bir kulubede yaşayan, yalnızlıktan kendine taşları, dürbününü arkadaş yapan kimsenin adıyla bile çağırmadığı bir çocuk. Ama bir çocuğun hayal dünyası, aklından geçirdikleri…
Serinin ilk kitabı Oniki'de kalan soru işaretlerini cevaplayan, ama son anda bir sürü yeni soru işaretleri bırakan, son satırlatıyla biraz iç burkan harika bir kitap. Kabak tadı veren vampir hikayelerine bambaşka bir açıdan yaklaşılmış. Kesinlikle tavsiye ederim...
Oniki Napoléon, Rusya seferinde dayanılmaz kış koşullarına mı yenildi, yoksa işin içinde başka güçler de var mıydı? Rusya 1812 sonbaharında başa çıkılmaz bir düşmanla karşı karşıyadır: Napoléon Bonaparte'ın Büyük Ordu'su. Rus şehirleri Fran-sızlara birer birer teslim olmuş, İmparatorluğun kalbi Moskova'yı kurtarmak ancak bir mucizeye kalmıştır. Bir grup üst rütbeli Rus asker, son çare olarak Opriçnik adı verilen, Hristiyan Avrupa'nın uzak köşelerinde efsane olmuş on iki savaşçının yardımına başvurur. Sadece geceler…
Başkasını bilmem ama ben bu adamı okuduktan sonra başka bir şey okumaktan soğuyorum. Eşdeğer kalitede başka bir şey bulamıyorum. Yüzüklerin efendisi üçlemesini bitirdikten sonra beğeni düzeyimi normale döndürmek için onlarca Tommiks okumak zorunda kalmıştım. Sanırım yine aynısı olacak. Hobbit i okurken çocukluğumda (sanırım 9 yaşlarında falan) elime nerden geçtiğini hatırlayamadığım bir masal kitabını okuduğum ruh halimi birebir yaşadım. O yaşta o masal kitabını okurken nasıl keyiflendiysem, nasıl gözlerimi kapatıp hayal kurduysam, şu …
Dostum Erdem'in bana hediye etmiş olduğu "Yüzüklerin Efendisi" serisini bitirdim. Daha önce "Yüzyıllık Yalnızlık" isimli kitabı bitirdikten sonra ağzımdan çıkan "Vay be" nidasının daha okkalısını bu kitabı bitirince tekrarladım. Mükemmel kelimesinin hafif kalacağı bir kitap. Şimdiye kadar okumayıp, okumaya niyetli olanlara ilk tavsiyem bu kitabı okumaya başlamadan önce kitaplıklarında okunmamış kitapları varsa önce onları okusunlar. Çünkü Lotr'i okuduktan sonra kitap zevkiniz tamamen değişece…
Sosyal Medya