İyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak demek değil, kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demektir.
Evet, Edirne Kitap Okur grubunda 4. ay ve 4. kitabım. Bu kez Türk
edebiyatından bir roman okumaya karar vermiştik ve klasikler arasından Şubat
ayı kitabı olarak Sabahattin Ali'den İçimizdeki Şeytan'ı seçtik. Bu sayede
Sabahattin Ali'den sadece Kürk Mantolu Madonna'nın, Madonna'nın hayatından
bahsetmediğini bilmekten daha fazlasını edinme şansı yakaladım.
Kitabın en başında Selim İleri'nin yazdığı bir önsöz var ama birkaç kötü
deneyimden sonra bu gibi önsözleri okumama kararı aldığım için okumadım. Ya kitabın
sonu hakkında tatsız bir ipucu veriyorlar ya da içerik hakkında benim ölsem
aklıma gelmeyecek çıkarımlarda bulunup kendimi geri zekâlı gibi hissetmeme
neden oluyorlar.
Genel olarak baktığımızda bu romanın size özetleyebileceğim belirli bir
konusu yok. Bir benzerini Paulo Coelho'nun Elif isimli kitabında olduğu gibi
daha çok iç hesaplaşmalar, insanların kendi ya da karşısındakinin kişiliğini
irdeleyen monologlar ve o dönemin siyasi, edebi hayatına ilişkin yorumlamalar
var.
Torpille yerleştiği postane memurluğuna ara sıra uğrayan Ömer, bir gün
vapurda gördüğü Macide'nin hayatının kadını olduğu hissine kapılır ve peşine
düşer ve hemen ardından kaderin cilveleri onların bir araya gelmelerine kolaylık
sağlar. Ancak Ömer'in ruhunun derinliklerine saklı, uyuşuk, tembel, başıboş,
avare, düşüncesiz, sorumsuz bir şeytan varken, bu birlikteliğin ne kadar
süreceği belli değildir.
Her dönem romanı gibi, ülkemizin bugünkü günlerine bir köprü olma
niteliği taşıyor. Baktıkça, okudukça şaşırıyorsunuz. 1940 yılından bu yana
(kitabın ilk basıldığı yılı, yazıldığı yıl olarak kabul ediyorum) toplumun çarpık
ahlak anlayışı, bu anlayışla şekillenen mahalle baskısı, torpil, rüşvet, adam
kayırmacılık, bankamatik memurluk, -günümüzdeki karşılığı ile - insanların like
alma hevesi, yeteneksiz şairler ve komedyenler, edebiyatın, sanatın ve müziğin yozlaştığına
dair sohbetler… Yahu neredeyse 80 senedir bir ülkede hiç mi bir şey değişmez.
Birbirimize rastlamadan evvelki hayatımız sahiden birbirimizi aramaktan başka bir şey değilmiş.
Roman baştan sona kasvetli bir ortamda geçiyor. Bunu anlatımın başarısı
olarak söylüyorum; her an kötü bir şey olacak hissi bir türlü yakamı bırakmadı.
Kitabı okurken , yine benzer klasiklerden uyarlanan Yaprak Dökümü ve Aşk-ı
Memnu gibi dizilerden sahneler önümden geçip durdu. Hatta zaman zaman 'acaba bu
kitabın dizisi neden çekilmedi' diye sordum kendime. Bence birkaç sezonluk bir
tv dizisi için son derece müsait.
İçindeki "gevşeği" temize çıkarmak için hayalinde bir şeytan
uyduran Ömer üzerinden son derece sağlam bir dönem eleştirisi yapılmış. İşin acı
tarafı yapılan eleştirilerin güncelliğini koruması. 80 sene boyuna bir arpa
boyu yol gidememiş, onca soruya bir cevap verememiş olmamız gerçekten ilginç. Durumu "Etrafına daha aklı başında
adamlar toplayabilirdin" diyen Ömer'e Nihat'ın verdiği cevap gayet güzel
özetliyor. " Lüzumu yok. Aklı başında adamlarla hiçbir iş görülmez. Bize,
itirazsız inanacak ve düşünmeden harekete geçecek insanlar lazım. Bu gençleri
romantik bir takım emellere bağlamak, onlara kabadayıca sergüzeştlerin
hasretini duyurmak ve bugünkü hudutları dar gösterip büyük arzularla beslemek
ve böylece hepsini avucumun içine almak daha kolay ve muvafık…"
Kitap Yapı Kredi Yayınlarında 45. baskısını yapmış. Çok merak ediyorum
acaba bunca yılın ardından yapılan baskılar daha güncel bir Türkçe ile
yapılamaz mı? Böyle olması kitabın orijinalliğinden, güzelliğinden ya da
özünden çok şey alır mı? Bu hali ile
yeni nesil kitaba, sadece Sabahattin Ali'nin popülaritesi nedeni ile ilgi
gösterir diye düşünüyorum.
Orijinal Adı: İçimizdeki Şeytan
Yayın tarihi: 2016 (45. Baskı)
Yazar: Sabahattin Ali
Ebat: 14 x 21 cm
Sayfa: 267
ISBN: 9789753638036
Goodreads Puanı: 4.33
2 Yorumlar
Herkesten bir parça taşıyor bu roman. Bu eserin insanda bırakabileceği en somut şey; damakta kalan tadıdır. Okuduktan sonra Macide'nin arkasından bakıp kayıplara karışan Ömer gibi oluyor insan. Ömer ortadan kayboluyor, okuyan ortada kalıyor.
YanıtlaSilKitabın edebi diline yaraşır, güzel bir yorum yapmışsınız. Teşekkürler...
YanıtlaSilYorumlarınız bizim için önemli...