Ne yaptığını bilmiyordu, ne yapacağını biliyordu. Sonunda bu da oldu; meşakkatli bir yolculuk sonunda aralarına dâhil olduğum Kent Kitap Yazarlarından bir arkadaşımın kitabını yorumluyorum. Kent Kitap’ın 2017 Tüyap Kitap Fuarında en çok ilgi gören kitaplarından biri olan Tolga Eligül’ün ve “Kılıcın Öyküsü” serisinin ilk kitabı Kader Taşı incelemesine hoş geldiniz. Kılıcın Öyküsü - Birinci Kitap Kitap, Oathis’in gördüğü hayalle gerçek arası bir rüya ile başlıyor. Açık söylemeliyim ki; bugüne kadar okuduğum ilk bölümler içinde …
Beyaz tavşanı takip ederken, ince ve uzun bire geçit buldum. Ölüm kadar ince, pişmanlık kadar uzun. Soluk al, soluk ver. Çünkü köşe başında seni bekliyor. Beyaz tavşan, artık biraz kırmızı. Kan kırmızısı. Biz Komiser Tahsin’in Oğlak Yayınlarından çıkacak yeni baskılarını bekleyip dururken, hiç hesapta olmayan bir anda yapan Alper, bizleri Bütün Kuralları Yık! ile tanıştırdı. 2017 Tüyap Kitap Fuarı’nda hem yaklaşık iki yıldır sanal âlemden tanıştığım yazar ile el sıkışma hem de imzalı kitabını alma şansına eriştim. Bütün Kuralları…
Kim bilir, şimdi ne kadar da güzeldir ölüm. Kahverengi toprakta huzur içinde uyumak, başının üzerinde hafifçe esen yelin kuru otlar arasında çıkardığı hışırtıyı dinleyip hoş seda bulmak… Ve her şeyden önemlisi içinde bulunduğu anı unutmak, hayatı ve bu hayatta yaşayan günahkar insanları bağışlamak… Güzel Edirne'min güzel insanlarının bir araya gelerek kurduğu, yerel basının yakıştırdığı kısaltmayla E.K.O.G.'un Ekim ayı kitabı İncir Kuşları ile huzurdayım. Kasım ayı kitabının, benim kitabım olmasını hala saf duygularla umut ede…
Eskiden otobüste tek başına geçirilen birkaç dakika, işe yürüyerek gitmek veya bir randevuyu beklemek gibi insanın yalnız kalıp düşünebileceği sessiz zamanlar artık katlanılmaz geliyordu. Farkında olmadan insanların elleri sürekli telefonlarına, kulaklıklarına, oyunlara gidiyor; teknolojinin bağımlılık yapan çekimine karşı koyamıyorlardı. Geçmişin mucizeleri, yepyeni olana duyulan açlıkla silinip gidiyordu. Dan Brown ne zaman kitap çıkarsa yer yerinden oynuyor. Edebi yanını bilemem ama ilgi çekmeyi kesinlikle çok iyi başarı…
Rakija. Erik rakısı da derler. Bizim oralardan… Belki bir daha içme fırsatın olmaz, tatmadan gittim dünyadan demezsin! Sabahın altısında yorum yapmak da adet oldu. Gerçi keyfimden değil, Aral efendi yüzünden eleştirel yaşamım yeni bir boyut kazandı. Aslında pek şikâyetim yok, nicedir yapmak istediğim bir şeydi, hayata geçirmeye Aral vesile oldu. Bu kez yine memleketten, Edirne’den bir yazar var. (Aslen Adana’lı ama 17 seneden beri burada yaşıyor. Bu onu en az benim kadar Edirne’li yapar.) Edirne Kitap Okur Grubu’nda ayın kitabı sır…
Yaratılan bir bardak er geç kırılacaktır. Bu kez elimde kişisel olarak gıcık olduğum kişisel gelişim türüne ait bir kitap var. "Amerika'da ilk defa bir kitap bir yılda 5.7 milyon sattı" iddiası bir tarafa "Huzurlu olmak istiyorsanız UFAK ŞEYLERİ DERT ETMEYİN Hepsi de ufak şeylerdir." yazan, tam sayfa bir başlığı var. İçeriğe gelince, her biri birer ikişer sayfadan ibaret 100 madde de evrenin sırları, hayatın mucizeleri ayaklarımızın altına serilmiş ve her madde bir başlıkla taçlandırılmış. Ufak Şeyleri Dert …
Bir kadının bedeninden dünyaya gelirsin, doğduktan sonra sağ kalmayı başarırsan, yaşamını sürdürebilmen için annenin seni besleyip bakması gerekir ve doğduğun andan öldüğün ana kadar başından geçen her şey, içinde kabaran her duygu, her öfke patlaması, her ihtiras dalgası, her gözyaşı, her kahkaha, ömrün boyunca hissedeceğin her şey, ister mağara adamı ol, ister astronot, ister Gobi Çölünde, ister Kuzey Kutbu’nda yaşa, senden önce yaşamış herkesin hissettiği şeylerdir. Bu kez yorum yok. Aslında var ama burada yok. Bundan sonra…
Sosyal Medya